Piyasa araştırmaları yapan bağımsız araştırma kuruluşlarından Mercury Research'ün yeni raporuna göre AMD-ATi, harici ekran kartı satışlarında Nvidia'yı geçmeyi başardı. DirectX 11 rekabetinde ipi önde göğüsleyen AMD-ATi, rakibinden aylar önce pazar girmiş ve geçtiğimiz aylarda ürün gamının tamamında DirectX 11 dönüşümünü tamamlamıştı. Grafik işlemci mimarisinde radikal bir güncellemeye giden ve bu nedenle DirectX 11 destekli ekran kartlarında bazı gecikmeler yaşayan Nvidia'nın bu durumu AMD-ATi'ye kazandırırken, firma ikinci çeyrek finansal sonuçların açıklandığı toplantıda 16 milyondan fazla DirectX11 ekran kartı sattığını açıklamıştı. Mercury Research'ün araştırmasına göre AMD, ikinci çeyrek satışlarıyla pazarın %51'ini kontrol ederken, Nvidia'da ise bu oran %49 seviyesinde. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde pazarın %59'una sahip olan Nvidia'nın bu düşüşünde AMD-ATi'deki hızlı DirectX 11 dönüşümünün etkili olduğu belirtiliyor.
Mercury Research'ün hazırladığı rapor, entegre grafik ünitelerini de içine alan genel bir değerlendirme de sunuyor. Buna göre Intel, %54.3 ile açık ara liderliğine devam ederken, AMD'nin %24.5 ile ikinci sırada yer aldığı, Nvidia'nın ise %19.8'lik pazar payına sahip olduğunu belirtiliyor. DirectX 11 destekli iki grafik yongasına ve dört ekran kartına sahip olan Nvidia'nın, aynı zamanda en hızlı ekran kartına sahip olmaması da firmanın pazar performansını ciddi derecede etkilediği belirtiliyor. GeForce GTX 460'ın çıkışıyla birlikte, içerisinde bulunduğumuz üçüncü çeyrek sonuçlarının Nvidia adına biraz daha olumlu olacağı tahmin edilirken, AMD'de ise Radeon HD 6000 serisi öncesinde Eylül ayına doğru yeni bir fiyat indirimine gideceği beklentileri bir hayli yüksek. Bloomberg Businessweek tarafından NASDAQ-100 endeksinin en kötü performansını sergilediği açıklanan Nvidia, son olarak ikinci çeyrek finansal beklentilerini aşağı çektiğini açıklamıştı. AMD ise kısmen daha rahat zira son olarak, iPhone ve iPad sayesinde iMac satışlarını da arttıran Apple, AMD ile anlaşarak yeni nesil iMac ve Mac Pro sistemlerinde ATi Radeon HD 5000 serisini kullanmaya başlamıştı.
İbrahim
30 Temmuz 2010 Cuma
Kurtlar Vadisi'nin Unutulmaz Sözleri ve Diyalogları
35. Bölümden Replikler
Esther: Korkucak birşey yok.
Polat: Evli kadınlardan korkarım.
Esther: Korkmalısın da.
Polat: Yanlış adama yanlış yapıyorsun.
Erhan: Istanbul ahiret gibidir. Gitmesi var, dönmesi yok.
Erhan: Dayı, Polat abi nereye gitmiş olabilir?
Seyfo: Abdestsiz gitmesinde, nereye gidiyorsa gitsin.
Nesrin: Bir daha yüzünü kızartıp gelirsen, yüzünü kızartırım Çakır.
Çakır: Bana bak Nesrin! Iki paralık karıları aramıza sokma, iki paralık muamele ederim sana.
Nesrin: Ettin zaten.
Seyfo: Emmi, insanlar çocuklarını gönderiyor. Sahip olun, adam edin diye. O kadar yıl yanında kaldım. Bi yeğenine sahip olamadım. Adam olamadım....Gülüm. Gel
Erhan: Emret Güllü Dayı.
Seyfo: Otur. Bu Istanbul bir kerhanedir yeğenim. Içeri girersin. Başlarsın iş yapmaya, keyif almaya. Zannedersin ki çok kazançlıyım. Sonra birileri getirir önüne bir senet koyar. Istemiye, istemiye bir ömür bu kahrı çekersin. Bu şehirden kurtulamazsın. Henüz bu seneti imzalamamışken, aha benden sana dayı nasihati. Ananın yanına dön.
Erhan: Dayı.
Seyfo: Şşşşşt.... Sende tadına vardın değilmi?
Dayı ne olacaksa senin yanında olsun. Borcumda birtek sana olsun.
Artık dayın yok. Ben bu zilletle yaşıyamam. Hadi. Hadi git. Ananada dayın öldü de.
Şahin: Eski kulağı kesiklerden birinin tahliyesi yaklaşmıştı. Etrafındakiler sabırsız, kurtlu. ‘Ağa döşeğini kime vereceksin, paşa yorganını kime bırakıcaksın?’, diye herkes etrafında pervane. Ha, ozaman şu yaylılardan yok. Halis yün. Hem yorganı hem döşeği. Ağa yakmış cıgarasını, çehrivarıyla. ‘Karışmayın, benim dışardaki işim uzun değil’, demiş. Niye diye merak etmişler. ‘Bir iki tane puşt var, işimizi görür, bir kaç güne kadar geliriz’, demiş.
Aradan geçmiş iki sene. Döşek rutubetten çürümüş. Â-li merak içinde. Ağadan ne ses var ne soluk. Içerdekilerin de tahliyesi gelmiş çatmış. Çıkıp bulmuşlar Ağa’yı. ‘Ağam’, demişler. ‘Hani ya geri dönecektin?' ‘Ulan’, demiş. ‘Biz içeri girdiğimizde dışarda vardı ya iki tane puşt, şimdi alem olmuş puşt oğlu puşt. Vur vur bitmiyor. Hangi yüzle döneyim?’ demiş.
Polat: Temel Istanbul’a gelmiş. Yürüyormuş. Bu arada beş dakika da bir top atışları duyulmaktaymış. Merak edip sormuş. ‘Hemşerim bu top atışları neyin nesi?’
‘Kraliçe Elizabeth’in gelmesi sebebiyle top atışı yapılıyor,’ demişler.
Aradan yarım saat geçmiş. Top atışları hala sürmekte. Temel çekmiş birisine yine sormuş.
‘Bu top atışları nedur da?’ Aynı cevabı alınca kızmış. ‘Ulan yarım saattir bi karıyı vuramadılar da.’
Eren: Bu kadar insan size içerde olmanıza rağmen. Nasıl bu kadar hürmet ediyorlar?
Şahin Ağa: Anlatıyım da, sen de bil ermiş. Bin ham yaptık, vurduk vurulduk. Içeriye düştük. Biz gün saymayı beklerken. Gördük ki birileri cebimizde ki paraları sayıyor, birileri de anamızı avradımızı sayıyor. Ulan racon dedik. Delikanlılık dedik. ‘Körmüsünüz lan! Vurduklarımızı sayın,’ dedik. Ne yapsak dinletemedik. Meğer asıl tezgah içerde kurulmuş. Kölelik zamanında ki gibi can alınırmış, can satılırmış.
Bi gün maltaya çıktık. Baktık ki fukara bir oğlanı almışlar altlarına eziyorlar. ‘Suçu ne?’, diye sorduk. ‘Avanta verecek parası yok,’ dediler. ‘Ulan kitapsızlar! Çocuğun etine bit düşse acından ölür. Sizin etinize bit düşse şişmekten sölük olur,’ dedik.
Çektik ranzanın şişini, önce ağa babalarını, sonra bunları, sonra bu adetleri olanları şişledik durduk, şişledik durduk, şişledik!!! Bu arada geçti, 30 sene. Bu memlekette damı olan heryerde şişimiz vardır. Şişeni de indirecek adamımız vardır everallah.
Eren: Abi bu hayattan beklediğin birşey yok mu?
Şahin Ağa: Arkamıza bakmadan yürümek.
Polat: Temel, nataşayla evlendikten sonra. Bi haftalığına gittiği memleketinden haber vermeden erken dönünce, karısını evde başka bir erkekle yatakta bulur. Derhal belindeki silaha davranmış, yataktaki adamı alnının ortasından vurmuş. Tabancayı tam kendi kafasına doğrultmuşken, nataşa haykırarak üzerine atlamış. ‘Dur Temel’im, kıyma kendine!’ Temel sinirden titreyerek haykırmış. ‘Sus kaltak, sıra sana da gelecek!’
Çakır: Tombalacı en sonunda yaptı yapacağını.
Elif: Ya bu adam ölmeyecekmi?!
Seyfo: Çoktan öldü. Ölmüş eşşek kurttan korkmaz. Onun için böyle birşey yaptı. Yeğenimi kaldırdı.
Çakır: Polat tongaya düşmez dayı. Var bi kahpelik bu işte.
Elif: Nereye götürmüş olabilirler.
Çakır: En iyi ihtimal: Öldürmeye!
Baron: Hakim olmadığımız yer, bizim değildir.
Çakır: Dayı, bu nasıl bir fırıldak ya, bu nasıl bir felek ya.
Seyfo: Cennetten çiçek çalıp, cehenneme dikemezsin. Cehennemden kor alıp cenneti yakamazsın. Al sana felek.
.....Çakır – Kılıç’ın adamı telefon görüşmesi....
Seyfo: Kimmiş. Kimmiş diyorum.
Çakır: Feleğin çocukları dayı
Memati: Yukardanmı abi.
Çakır: Bunlar bizi çağırdıklarına göre mevzu çok büyük.
Seyfo: Git onlara de ki: Eğer yiğenimin tek teline zarar verirlerse, kafalarında ki tel kadar kurşun yakarım!!
Memati: Abi, ne yapıcağız?
Çakır: Boynumuzu eğicez, dişimizi sıkıcaz, selamımızı dinlicez, ölücez.
Tombalacı: Biraz kilo mı aldım Kamil?
Kamil: Sıkıntıdandır abi.
Tombalacı: Yarın kiloları veririz ozaman.
Laz Ziya: Kurt yavrusu da sütle beslenir. Ama bi yaştan sonra parçalamazsa yaşayamaz. Onlar benim torunlarım. Hayat bize ne verirse biz de onlara onu veririz.
Çakır: Kimi sevdiysem teker teker kaybediyorum Memati.
Memati: Sıkma canını abi. Polat kendi başının çaresine bakar.
Çakır: Bakar. Benim elimi kolumu bağladılar. Ama ne olursa olsun. Kardeşime can borcumu ödemeden bu dünyayı terk etmiyeceğim. Bu da benden sana son sözdür.
Çakır: Büyüklerimiz bu eli öpeceksin diyorsa, küçüklük edip öpücez.
34. Bölümden Replikler
Seyfo: Yeğenim kurbanlık koyun gibi ne diye her bıçağın altına kafanı uzatıyorsun.
Memati: Dayı, bundan sonra sana CanDayı diyeceğim.
Seyfo: De tabi yeğenim.
Polat: Dayı, ne kadar dua biliyorsan et. Seyfo: Bi dakkaya Yasin yetişmez yeğenim.
Polat: Mavi, gökyüzünden cennete. Sarı düşman. Kırmızı kan.
Çakır: Hangisi?
Polat: Sence?
Çakır: Sarı düşman he. Sarıyı kes anasını satayım.
Çakır: Kapı çelikse, seken bize gelir. Demirse deler geçeriz.
Çakır: Ölen varmı?
Seyfo: Var.
Polat: Kim öldü dayı?
Seyfo: Mertlik öldü yeğenim, mertlik.
Hüsrev Ağa: Küçük bir çatlak daha, bütün gemi batar.
Laz Ziya: Bizim gemimiz batmaz.
Laz Ziya: Bu işe Testerenin kellesini almak için mi giriyorsun?
Hüsrev Ağa: Onun kellesi o kadar para etmez.
Meral: Sen ananı kestiysen bende babamı vurdum.
Polat: Bak avukat hanım, Mafya sabahın bu vakti ayakta, esnaf nerde? Uyuyor.
Meral: Neden sizinle ilgileniyim ki?
Testere: Sizinle ilgilendiğim için.
Meral:Sana dürüst olucam. Bana dürüst ol.
Testere: Denerim.
Meral: Benim peşimde misin yoksa babamın peşinde misin?
Testere: Bunu merak ettiğin için mi geldin?
Meral: Seni merak ettiğim için geldim.
Testere: O zaman merakını gider. Sor, söylim.
Meral: Anneni niye kestin?
Testere: Ömrü hayatımda bu soruyu bana sadece bir kere sordular.
Meral: Ne cevap verdin?
Testere: Bir daha yüzüne bakamıyacağım için.
Meral: Ne yapmıştı?
Testere: Meraklı olmanı sevmedim.
Meral: Bir daha yüzüme bakmazsın olur biter. Cevap ver.
Testere: Annenin babana yaptığını. Bizi bizden iyi anlıyacak varmı?
Meral: Benden ne istiyorsun?
Testere: Sadakat.
Meral: Bana ne vaad ediyorsun?
Testere: Ne istersen.
Meral: Benim herşeyim var. Senden ne istiyecem.
Testere: Herşeyi olan hiç kimse yoktur.
Meral: Herşeyi vericek kimse de yoktur.
Erdal: Nasıl olmuş baba?
Abuzer: Anandan iyi.
....
Erdal: Oğlu yok mu?
Abuzer: Dokuz tane toprağa gömmüş. Olmuş ölmüş, olmuş ölmüş. Dördüncü karısından bu kız gelmiş.
Erdal: Allah Allah gen bozukluğu herhalde.
Abuzer: Geni bozuk sen gendine bak. Bana bak Erdal, itoğlu. Gözüm kör ama o kadar da değil. Ağanın kızının yamacında seni gördüğüm zaman, elimden çekeceğin var.
Erdal: Beni hiç tanımamışsın baba ben sınırlarımı bilirim.
Abuzer: Bende benden çıkanı bilirim. Ulan zürriyetsiz!!! Tuffff. Hadi işe koyul.
Seyfo: O ne tosunum?
Erhan: Lokum güllü dayı. Anam gönderdiydi.
Seyfo: Anandır güllü. Koy uzaklaş. Lokum gibi ezmeyim seni.
Çakır: Bu kim dayı?
Seyfo: Anamın teyzesinin kızının oğlu. Bakma anan güllüdür dediğime. Anasının adı güllü.
Memati: Dayı sana ne kadar benziyor.
Seyfo: Hakket. Benim de gençliğimde saçlarım kıvırcıktı.
Çakır: Sakalların da böylemiydi dayı.
Seyfo: Bıldırcın, gel bakim. Bu sakalların hali ne oğlum. Kesmicekmisin?
Erhan: Anam böyle seviyor güllü dayı.
Seyfo: Kirpi yavrusunu pamuğum diye sever. Bir daha böyle görmicem. Bir daha bana güllü dayı demiyecen. Yoksa aha harem orda. Biletini al git.
Erhan: Kovsan da gitmem. Anam beni sana adam olayım diye yolladı. Git güllü dayın seni adam edecek söyledi. ALLAH ikinizide yaramaz avrat şerrinden, espatlı şeytan şerrinden korusun dedi, uğurladı.
Seyfo: Ananada sana da!!!
Çakır: Memati, bu ne gıda ya. Keyfim yerine geldi ha. Dayı bu bıldırcının adı ne?
Seyfo: Adı batsın. Erhan. Şiştim. Oğlum maden suyu ver.
Memati: Sen şişme görmemissin dayı. Polat bu bıldırcını bi görsün. Şişmelerden şişme beğen.
Seyfo: Ahlak sukut etmiş, meydan gevezelere kalmış.
Seyfo: Yiğenim, Gavatın güvenirliği olmaz. Adı üstünde gavat. Işi belli, satmak. Kadın satan, cihanı satar be.
Memati: Ya sana söylemedik diye böyle yapıyorsun değilmi dayı?
Seyfo: Hadi ordan. Memati, sana bisey soracam. Ama eğer yiğenime anlatırsan topuğuna sıkarım.
Memati: Benden laf çıkmaz dayı.
Seyfo: Görüceğiz. Şimdi bu şamiyeli takıyorlar ya yiğenim.
Memati: Ne şamiyeli dayı?
Seyfo: Kılıf, kılıf. Bundan biıey anlıyorlar mi ki.
Memati: Dayıma tecrübe ettirim.
Seyfo: Ben gaz maskesiyle, gül koklamam yiğenim.
Polat: Ya bu senle çapkınlık işsinde bir dümen var ama. Bu Seyfo dayı okuyup üflemesin bize. br/> Çakır: Vallah yapar mı yapar.
Polat: Vatan borcu biter bitmez ordayım.
.........
Polat: Bu borç bitmez.
33. Bölümden Replikler
Çakır: Bi ana kuzusu daha kurt oldu Şahin Ağa.
Şahin Ağa: Kurt yatağında yatan kurt, aslan ininde yatan aslan, çakal ortağında gezen çakal olur, Çakır:'ım.
Çakır: Eyvallah. Hakkını helal et.
Şahin Ağa: Yattığın yatağın hakkını ver aslanım.
Aslan: Ne yaparsanız yapın. Tombalacıyı vurun, dövün, sövün ama karısına asla dokunmayın.
Polat: Hayırdır göz mü koydun yoksa?
Aslan: Ulan o kadınla ben evlenseydim bütün orta-doğuyu bil fiil yönetiyor olurdum.
Polat: Sıkma canını. Bir kaç güne dul kalıcak. Senin için yapamicağım şey yok.
Aslan: Orta-Doğuyu idare ederim de, bir kadını idare edemem. Seninle benim zaafım da bu.
Polat: Ya artık takip etmesen. Ayıp oluyor.
Aslan: Özlemişim sizi sarılırken görmeyi.
Polat: Istiyorsan evlenme teklifi ediyim. Yakın arkadaşım.
Aslan: Olur. Yurtdışından bir daha doktorları getiririm. Bu sefer öyle çirkin yaptırırım ki seni, değil Elif, ucube bile yüzüne bakamaz.
Memati: Dayı sen yine abdest mi aldın.
Seyfo: Adliyeye abdestsiz mi girilir yiğenim. Memati, kalıbına birşey demiyorum. Sana gusül abdesti izah eder. Yüzünün feri gitmiş Memati.
Memati: Günahımı alma dayı.
Seyfo: O kadar günahı ben ne yapıcam.
Deve Tuncay: Bu extacy saglığa zararlı değilmiş diyorlar Abidin.
Abidin: Haltediyorlar abi. Ama istersen tedbir ciyetine gidelim, tecrübe edelim abi.
Deve Tuncay: Nasıl tecrübe ediceğiz lan?
Abidin: Ağızdan abi.
Deve Tuncay: Ulan Abidin. Yoksa sen bu extacylerden içtin mi lan?
Abidin: Yok abi. Ama içeni gördüm.
Deve Tuncay: Ne oluyor?
Abidin: Abi, gözbebekleri böyle mercek gibi oluyor. Kapı gıcırtısı olsa havaya zıplıyor. Yılan yutmuş gibi 12 saatte finip duruyor. Ondan sonra da 24 saat leh düşüp yatıyor. Ne geleni tanıyor ne geçeni tanıyor kız cağızlar.
Deve Tuncay: Ulan! Yoksa sen hapçı karılarla mı düşüp kalkıyorsun?
Abidin: Estağfirullah abi. Düşmez kalkmaz bi ALLAH.
Seyfo: Daha kurban bile kesmedik çıkışına yiğenim.
Çakır: O sığırı keser kesmez, alnına kanını sürücem Seyfo Dayı. Sen sıkma canını.
Seyfo: O kurban, mındar olur.
Seyfo: Ben bi abdest tazeleyip geliyim.
Çakır: Dayı, kullanmayınca prostat oluyor ha.
Seyfo: Çok kullanıncada, yalama oluyor.
Polat: Bak biraz daha çıkmasaydın. Koltuğuna otururdum okadar söylüyorum.
Çakır: Artık o koltuk ikimizede dar gelir. Ama Tombalacının koltuğuna ikimizde siğarız.
32. Bölümden Replikler
Çakır: Çok kan akıcak lan.
Tombalacı: Bi kamyon çarpmamıştı, o da üstümüzden geldi geçti.
Memati: Ben tokalaşmadığım adamı tanımam.
Canan: Istediğin birşey varmı dayı?
Seyfo: ALLAH razı olsun bacım. Yediğimiz önümüzde, yemediğimiz ardımızda. Sadace şu kantinciyle bir konuş gözünü seveyim. Bana plastik bardakla vermesin şu maden suyunu. Gazı kaçtıktan sonra, şişkinliği almıyor veled.
Polat: Buraya bakmayacaklarını nerden bildin.
Abdülhey: Bunların karısı var. Pisliğe bulaşırlarsa, akşam fırça yerler.
Cezaevi Müdürü: Sen ne diye kendini ateşe atıyorsun. Anlamıyormusun Çakır:'ın kaydını küçükten düştüler.
Şahin Ağa: Sen nufüs memurumusun, milletin nufüsa girdiğini, düştüğünü hesaplıyorsun. Senin görevin burda milletin huzurunu, güvenini sağlamak.
Cezaevi Müdürü: Milletin huzuru ve güveni için gerekirse seni de yakarım Şahin Ağa.
Şahin Ağa: Ateş olsan cürümün kadar yer yakarsın Müdür. Elinden geleni ardına koma.
Elif: Ya sizin keyfinizi bozucak, yeryüzünde bir yer, bir konu varmı?
Seyfo: Ne bozucaz kızım. Azrail bizden yana çalışıyor. Şerbetliyiz çok sükür. Bize hiçbir şey olmaz.
Elif: Şu işten yüzümüzün akıyla bi çıkalım dayı. Avukatlık mavukatlık yapmıcam. Ilk bulduğum yakışklıyla evlenip çoluk çocuğa karışıcam.
Seyfo: Kızım kapının önünde bi taksi çevir. Hele bi şansını dene bakalım, he? Of of.
Şahin Aga: Rüzgar ne kadar sert essede kayadan alıp götürüceği sadece tozdur. Kardeşim bugün iyi değilse, yarın iyi olacaktır.
Laz Ziya: Herşey iyiye gittiği zaman, hastane mahkum için kurtuluştur. Ama işler bu kadar kötüyken hastaneye sadece morgtur.
31. Bölümden Replikler
Aslan Akbey: Bilsem minibüs'ü tahsil ederdim. Daha rahat ederdiniz.
Polat: Ben senin gençliğini de biliyorum.
Çakır: Lan eğer beni öldürmeyecekseniz var ya, bilinki hiç birinizi yaşatmam lan.
Polis: Bu dünya sana da kalmaz Süleyman.
Aslan Akbey: Emniyet çıkışı öpüşürüz.
Polis: Yak bir tane.
Seyfo: Bir sigaraya bülbül olmamı beklemiyeceksen ver içerim.
Polis: Bak sen tecrübeli bir adamsın.
Seyfo: Doğrudur. Daha öncede ezilmişliğimiz vardır.
Polis: O anlamda söylemiyorum. Bu isten kurtuluşun olmayacağını biliyorsun. Gel bu işin pilanlayıcısı Polat olduğunu söyle. Bir de nerde bulabileceğimizi söyle. Söz sana gereken kolaylığı sağlarız.
Seyfo: Tecrübeli adamın gözü korkmaz, morarır. Ne gele gele.
Hikmet: Eve birşey birakmış olmasınlar Ömer Baba?
Ömer Baba: Niye bırakıcaklar oğlum?
Hikmet: Ne biliyim, dinleyici minleyici.
Ömer Baba: Bizi dinlerlerse sorun yok ta Hikmet, seni dinlerlerse iki gün sonra birdaha gelirler, seni alır giderler.
Nesrin: Baba, eşimden haber alabilirmisin?
Laz Ziya: Ölürse alırız.
Elif: Dün gece beni büyük sıkıntıya soktun. Yardım-yataklıktan yargılanmam sürpriz olmaz.
Polat: Birincisi hiç yardımcı olmadın. Ikincisi ortada yatak matak yoktu, laf çıkarma.
Elif: Aaaaa?! Sa&#´287;a çekermisin, inecem.
Polat: 12 milyon.
Elif: Çok para. Taksicileri soyup öldürüyorlar. Ortaklıkta gezinme kendine de dikkat et.
Polat: Sende...
Nesrin: Devlet dediğin nedir baba? Senin davetinde kadeh kaldıran üç beş adam değilmi?
Laz Ziya: Devlet dediğin, nasırlı adamdır. Ayağına basmadıkça nasırını hatırlamaz. Ayağına bastın mı, eş, dost, ahpap tanımaz. Senin kocan kiminle dans ettiğini bilmiyor.
Nesrin: Senin damadın olmasa, bunların hiç biri olmazdı.
Laz Ziya: Benim damadım olmazsa, hiç bu kadar mühim adam olmazdı. Önce benim kızımsın. Sonra Çakır:'ın karısısın. Çakır:'ın karısı olarak eğileceksen eğil. Benim kızım eğilmez.
Memati: Katırla, at takip ediyoruz. Bizimki yine katır. Polat'ın altındaki eşşek.
30. Bölümden Replikler
Ester: Artık Istanbul'da yaşamak bizim için tehlikeli.
Tombalaci: Sizin için heryerde yaşamak tehlikeli. Üçünüz kafa kafaya vermiş Çin'den nasıl para kazanırız, onun derdindesiniz.
Seyfo: Yine istikdat, yine zulüm.
Şahin Ağa: Su akar, yatağını bulur.
Seyfo: Biz devlete silah doğrultmayız.
Müdür: Kim doğrultur? Bana onu söyle Seyfi.
Seyfo: Teroristler.
Müdür: Isim ver.
Seyfo: Benim ne işim olur teroristlerle müdürüm?
Müdür: Benden günah gitti. Sabaha kadar ezin.
Seyfo: Isterseniz mezara kadar ezin. Söyleyecek birşey yok.
Laz Ziya: Benim kızlarımı sen mi içeri aldın?
Müdür: Sen kimsin kızların kim.
Laz Ziya: Beni tanımayan müdür olmaz.
Müdür: Sorgulamadığımı tanımam.
Polat: Acil birşey olursa Meral'in numarasından ara. Memati: Ne yapıcam Meral'i?
Polat: Evlen Memati.
Deve Tuncay: Capmış. Adamı ellerinden kaçırsınlar. Ondan sonra büyük çaplı operasyon başlatsınlar.
Abidin: Abi çapsız bunlar, benim gibi.
Deve Tuncay: Abidin, bu işte tek sevindiğim nokta, senin öldürdüğün adamlarıda bunlara ihale ederler.
Abidin: Gerekirse üstleniriz abi. Sayemizde kimseye racon yaptırmayız.
Deve Tuncay: Abidin, olmazsa git beni de ihbar et.
Abidin: Estağfirullah Abi. Biz de ihbar yoktur. Luzümu halinde üstlenmek vardır.
Deve Tuncay: Bu operasyondan dolayı devlet bagırsaklarını temizleyecektir. Bizi de buna alet edebilirler. Kimse yüzünden dışık olmak istemiyorum Abidin.
Abidin: Böyle anarşik ortamlarda ne yapmama lüksümüz yoktur.
Deve Tuncay: Çapsızlık Abidin, çapsızlık. Polat ve Memati'yi bir şekilde karşına çıkarsa hemen ihpar et Abidin.
Abidin: Abi, öl de öleyim. Öldür de öldüreyim. Ama delikanlı adami ihpar etmek en büyük çapsızlık olur.
Laz Ziya: Kimse kızlarım üzerinden beni yada damadımı vuramaz.
29. Bölümden Replikler
Çakır: Görelim bakalım Ferman kiminmiş, Ferman efendi..
Çakır: Kaç para aldın lan kelleme, he?
Ferman: Ne yapacan? Parasını mı belirleyecen?
Çakır: Hele sen rakamları söyle de piyasamı biliyim koçum!
Ferman: Gözüm, 100 dolar.
............
Çakır: 100 dolar he. Bak bu zoruma gider ha. Eğer biz 100 dolara geliyorsak, o Tombalacıyıda bi işkembe çorbasında götürmessem bana da Çakır: demesinler. Ucuzcu gavat...
Eren: Abi bunu ne yapıcağız?
Çakır: Üstleniceksin oğlum.
Eren: Eyvallah abi.
Çakır: Aferin, jargonu da kapmışın. Adrese teslim edeceğiz. Bedenini denize, kellesini sahibine...
Seyfo: Tanımadığın adamla ne fingirdiyorsun be kızım? Yokmu senin anan baban?
Çakır: Kaldıramıyorum Şahin Ağa. Serdar'ın ihanet etmesini kaldıramıyorum.
Şahin Ağa: Kursun göğsümüzden girse eyvallah. Hep arkadan hep kahpelikle.
Çakır: Sıksınlar. Kafama sıksınlar, enseme sıksınlar, nereme sıkarlarsa sıksınlar. Ama kendi adamımızla bizi itle kopeğe kefaze ediyorlar.
Şahin Ağa: Hiç birşey edemezler. It ölür kervan yürür. Lakin Çakır:'ım ne yap et o kahpeyi yok et. Bi konuşursa arkanda kimse durmaz.
Çakır: Sen, sende mi durmazsın Şahin Ağa?
Şahin Ağa: Sen de bizi dere kenarında söğüt belledin gardaş. Rüzgar arkadan esiyorsa, koca çınara ne.
Çakır: eyvallah, eyvallah.
Seyfo: Memati, değirmen gitti, sen şak şakının peşindesin...
Deve Tuncay: Beni bulaştırmak istediğin başka pislik kaldımı Abidin?
Deli Hikmet: Birader, sen bana mı tavır yapıyorsun?
Polat: Ne tavrı?
Hikmet: Vaktin varmı biraz yürüyelim.
Polat: Nasıl?
Elif: Kör, topal işte.
Polat: Nankör.
Elif: Bana mi dedin sen onu?
.........
Nazife: Yahu bey. Bu Polat, Hikmetin dediği kadar var. Bazı hareketleri aynı Ali.
Ömer: Ne diyorsun, aynı az gelir. Herşeyi benziyorda bi Elif kızımla geçinemiyor.
Elif: Ne geçinicem onla. Kendinden başkasını göremiyecek kadar kör.
Canan: Nankör.
Elif: Bana bak Canan. Ikili oynayıp durma. Benden yanasın ondan mı.
Canan: Ben avukatım. Çıkarlarıma bakarım. Ne vaad ediyorsun?
Çakır: Ermiş olmasaydı, hakka ermiştik.
Serdar: Şikayetiniz varsa, sizde gidin mafya olun.
Çakır: Ben size ihanet etmedim, sadakatimin karşılığını bekliyorum.
Şahin Ağa: Biz silah olmayız, silahı tutan el oluruz. Mert'e değil Namert`e doğruturuz!
Çakır: Deyin ki: Çakır: hayatta yalan söylemez. Duruşmada yaptığının arkasında durur. Ne sorarlarsa ona da cevabını verir...
Şahin Ağa: Kılıç kınını kesmez...
Seyfo: Kızım, birinizin la dediğine öbürünüz lo diyorsunuz.
Seyfo: ALLAH`tan doktor değilsiniz. Biri ölür derdi, diğeri yaşar derdi. Ne yaşardı ne ölürdü. Sırat köprüsünde gider gelirdi....
28. Bölümden Replikler
Memati: Dili olan herkes ölür.
Polat: Çocuk öldürmek hangi racona sığar Çakır:. Seninde çocukların var.
Çakır: Babası şerefsizse git vur.
Çakır: Yüzünü de değişseler, kaşını gözünü de değişseler, biz adamı dilinden tanırız. O dilini de bi ara keser atarız. Üstelik sülalesinin de dilini keseriz...
Çakır: Haini bulmak senin işin, cezasını vermek benim.
Polat: Sen birilerini korkutursan, ortada ne tanık kalır ne savcı.
Çakır: Kimi korkutucam?
Polat: Tependekileri.
Çakır: Nasıl?
Polat: Tanık-koruma programına girelim diyeceksin.
Çakır: Bana ötmü diyorsun?
Polat: Öt demiyorum, tehdit et diyorum.
Çakır: Polat, Can Polat, ben konuşmam.
Polat: Bunu bildikleri için çok rahatlar. Şimdi senin adına senden birşey istiyorum.
Çakır: Dilimi.
Polat: Evet. Senin dilinle konuşup herkesi tehdit edeceğim. Beni kayınpederinle görüştür, başbaşa.
Seyfo: Ne edecen yiyeğini mi, kesecen mi?
Elif: Yok ben avukatım. Kasap değilim sizin gibi!!
Seyfo: Öğlen vakti top patladı..
Laz Ziya: Şimdi sen bana damadımın karıları gibi konuşucam, davulla zurnayla duyurucam mı söylüyorsun?
Polat: Ben diyorum ki: Taşın altında birtek Çakır:'ın boynu kalmasın. Büyükleride en azından serçe parmaklarını taşın altına koysunlar.
Laz Ziya: Öyle şeyler, temniatla olmaz.
Polat: Biliyorum. Onun için tehdit ediyorum.
Laz Ziya: Deli kanlı, sen Çakır:'ın yerini mi almak istiyorsun? Içerde onu öldürtüp, dışarda kahraman mı olucaksın?
Polat: Çakır: içerde ölürse, dışarda beni kimse yaşatmaz. Çakır: öldükten sonra da yaşamaya niyetim yok zaten.
Laz Ziya: Çakır:'a git deki, çocuk olması. Çocukların aklına uyup karşıma gelmesin. Ulaşamiyacağı adamları da konuşmakla tehdit etmesin.
Polat: Ortada bi bomba var. Bu bomba elinde sonunda patlicak. Biz istiyoruz ki bomba patlamasın. Siz diyorsunuz ki pimi çekin, bombayıda yutun ve patlayın. Biz ölmeyi çoktan göze aldıkta, yanımızda kimleri götürüceğiz, ona karar vermeye çalışıyoruz. Bu bomba patlarsa en büyük parça size girer. Sizden çıkanı nereye gireceğini siz tahmin edin. Çakır:'ın çocuklarını evde muhafaza babalık olmaz. Kızlarınız, torunlarınız himayeniz altında. Çakır: sa idam sehpasında. Oğlunuzu da himayeniz altına alın. Çünkü onu sehpaya siz daha çok güçlenmeyesiniz diye çıkardılar.
Hüsrev Ağa: Bulursan başım göğsünün üstünde, bulamazsan gözüm üstünde Şehmuz.
Abuzer: Aha da şimdi oğlum olduğuna inadım.
Erdal: güzel olmuş mu baba? Abuzer: Eğer güzel olmasa senin üstünde denerdim. Mal lokum gibi olmuş itoğluit. Telef etmiyem.
Erdal: Sağol baba. Satış iini nasıl yapıcam. Abuzer: Kötü mal sokakta satılır. Iyi mal sarayda satılır. Sen hep böyle mal yap ben seni sokacak sarayıda bulurum, yaşatacak parayıda bulurum.
Erdal: Daha senden öğrenecek çok şeyim var baba. Abuzer: O zırlama lan, şaptı kaymış mevzu panı şey gibi, itoğluit!! Bana bak, bunun aynısını yapmazsan kemiklerini kırarım. Işe koyul hadi, itoğluit!!!
Deve Tuncay: Sonuç Abidin, sıfır. Nerde Erdal?
Abidin: Abi Erdalı yakalamamız an meselesi.
Deve Tuncay: Aziz mübarek gün yalan atma!
Abidin: Atmam abi, orucum sakatlanır.
Deve Tuncay: Senin orucun da sakat, niyetinde sakat, kafanda sakat, çapında sakat abidin. Bu Erdal mikrobu pislik yapmak için senin anını mı bekler. Bu mikrop bi pislik yapıp benim üstüme atmak için 'aman dur Abidin'de yeitşsin' diye arkasına mı bakar.
Abidin: Abi buyurduğun gibi mikrop. Hızlı hareket ediyor. Ama buyurduğun gibi nerde bi mikrop varsa onu bulurum.
Canan: Başka bir yol mu denesek.
Deve Tuncay: Ya, oruçlu oruçlu kafamda çalışmıyor ki avukat hanım.
Canan: Babası eroin işiyle uğraşıyor. Yok mu sizin tanıdığınız, bildiğiniz, ulaşabileceğiniz yerler.
Deve Tuncay: Bunu duymamış olayım avukat hanım.
Canan: Uyuşturucu satın alalım demiyorum ki Tuncay bey.
Abidin: Bizim beyazla tek bağlantımız temizliktir avukat hanım.
Deve Tuncay: Büyük lafların Çapsız adamı. Ara şu kahveci arkadaşını. Gözümün önünde konuş. O Erdal bulunacak.
Abidin: Bulamama lüksümüz yoktur abi.
.........
Abidin: Alo Çapsız la mı görüşiyum? Konuşturma beni. Sana sipariş ettuğum iş akşam üzerine kadar bitmezse kelleni paça yapar yerim.
Deve Tuncay: ehhh, pis Çapsız!!!
Iplikçi: Hangi dağda kurt ölse, zararı benim paraciklarima dokundu.
Iplikçi: Vallah usandım. Hakketen alıcam villa, gidip Erbil'de yaşicam.
Eşter: Barzani zaten akraba, git de paranı ona ver.
Şahin Ağa: Çok mütevazi olma, kibirden bilirler...
Çakır: Garip bir memleket burası Şahin Ağa. Susanda korkarlar, konuşanı bağırlarına basarlar.
Polat: Devlet bu adamların estetik operasyonlarını kime yaptıracaktır.
Aslan Akbey: Adam konuştuktan sonra gidip ameliyatına mı gireceksin?
Polat: Savcıyı sen mi kaldırıyorsun, ben mi kaldırıyorum?
Aslan Akbey: Ikimizde kaldırırızda. Bu memleket savcını kaldırılmasını kaldırmaz.
Seyfo: Yav kızım derdin neyse bize niye söylemiyorsun? Ramazan günü şişiriyorsun. Ne maden suyu içe biliyorum ne bi cigara tüttüre biliyorum.
Elif: Örgütün başı o ya, ona söylicem sözümü.
Seyfo: Öyle sağda solda örgüttü, baştı laflar etme. Yanlış anlaşılır.
Elif: Ne olur, dilimi mi kesersiniz?
Seyfo: Kızım hiçte fena olmaz ya. Bu sefer parmaklarınla konuşursun. Ne dediğini de anlamayız. Iyice şişeriz.
Polat: Boyun kadar dilin var.
Seyfo: Son dediğinin eltına imzamı atarım yeğenim.
Şahin Ağa: büyük yerler büyük hesap yaparlar.
Çakır: Ama kulun bi hesabı varsa, ALLAH'ın da bi hesabı var Şahin Ağa. Kuldan da büyük ALLAH var.
Deve Tuncay: Abidin, gözünü seveyim bu sefer bi çapsızlık yapma. Hadi dualarım sizinle.
Hüsrev Ağa: Ne olucak. Bu Amerika batıcak mı yani.
Laz Ziya: Geminin kaptanı ben değilim. Tabiki batıcak. Nasılsa bu orta-doğu topraklarından bişeyler çıktıça, petrol, yarın başka birşey. Nasılsa kan durmayacak. Kan durmadıkça barut kokusu yayılacak. Bu kokunun bastırılması için de uyuşturucu satılacak.
Baron: Ziya bey, Hüsrev Ağa ve sen kurtuldunuz. Biz nolucağız, batıcakmıyız?
Laz Ziya: Siz bizi batırmazsanız, biz sizi batırmayız.
Erdal: Birini mi bekliyorsun baba.?
Abuzer: Seni bekledim demi geldin itoğlu.... Ya kaderdir ya kısmet.
Baron: Hüsrev Ağa az konuşur, öz konuşur.
Laz Ziya: Para kazanmak eskisi kadar keyif vermiyor. Dedelik babalıktan daha keyifliymiş. Bizim torunların dizimde oturması bütün dünyaya silah satmaktan daha güzel.
Kılıç: Oyuncak silah işine mi gireceksin Ziya bey?
Laz Ziya: Torunlarımın mutluluğu için herşeye, herkese girerim.
Kılıç: Ziya bey, damadın aldığı nefesi bizi tehdit etmek için harcamasın.
Laz Ziya: Kılıç!! Damadım benim ciğerimden nefes alıyor. Siz hançeri benim ciğerime saplamak istiyorsunuz.
Kılıç: hatırla kimse yaşamaz, hatırla kimse yükselmez, hatırla kimsenin edepsizliği örtülmez!!
Baron: Anasız büyürsün ama ortaksız büyüyemezsin Necmi. Santraç tahtası kapandığında piyonla Şah aynı torbaya konur. Benim Şalıktan vazgeçmeye niuetim yok.
Çakır: Sık da Eren Adalet yerini bulsun. Yaptığına saysınlar, sık!!!
27. Bölümden Replikler
Çakır: Dediğin kadar varmış Şahin Ağa. Bu böbrek taşı düşürmek ne kadar zormuş yav.
Şahin Ağa: Bi taş düşürmek bi çocuk düşürmek derler.
Polis: Sabaha kadar ezdiririm seni.
Polat: Her sabahın bir akşamı var.
Eren: Abi, kulağımla duydum, yalan söylüyor.
Çakır: Ermiş duyduğun kulağa inanmaki eresin.
Eren: Peki abi. Silahı ne yapim?
Çakır: Ermiş kulağına tak küpe olsun.
Kılıç'ın adamı: Abi, yeni birisini takıyim mi peşine?
Kılıç: Çok adamın var galiba file edilecek.
Kılıç: Çapulcular da çalışır, böyle adamlarla çalışır.
Testere: Dünkü çocuk.
Kılıç: Daha iki gün önce biz de çocuktuk.
Elif: Ola ki biri seni gaza getirir, ters bir laf söyler, damarına basar. Sakın oyuna gelme.
Çakır: Ilk defa mı mahkemeye çıkıyoruz. Ne zaman böyle bişey yapmışız da?
Elif: Tanıştığımız gün. Sana iki gaz verdim. Nerdeyse hızını alamayıp, üç cinayeti orda ötecektin.
Çakır: Her ne kadar soyadımız Çakır: olsada, ismimiz Süleyman. Dün dündür bugün bugün.
Hüsrev Ağa: Geri çekileceğim.
Laz Ziya: O niye?
Hüsrev Ağa: Biz 40 yıldır doğru zamanda geri çekilerek hayatta kalmadık mı Ziya bey? Farz etsinler ki korktuk. Desinler ki yaşlı, eski gücünde değil. Kısa sa kısadan vazgeçti desinler. Ellerini bellerine çekip salına salına yürüsünler. Bizim vaktimiz o zaman gelir...
Laz Ziya: Baronları baron yapan biziz.
Servet: Insanın kafası karışıyor.
Memati: Senin kafanı koparırım karışmaz.
Deve Tuncay: Kaç dakka kaldı Abidin.
Abidin: Sayılı dakka abi. Topun atması an meselesi.
Deve Tuncay: Artık topmu kaldı Abidin. Televizyonu var, radyosu var. Ezanlı saatler bile var.
Abidin: Abi ben onlardan korkuyorum. Ezanlı saatler çalınca, sanki ben ölmüşümde sela veriliyormuş gibi geliyor.
Deve Tuncay: Ne alakası var Abidin. Tuhaf adamsın. Hiçbir şeyden korkmazsın, bi benden bir de seladan korkarsın.
Abidin: Abi mecburen. Çok günahımız var.
Deve Tuncay: Kendi adına konuş Abidin. Sinirlendirme beni.
Abidin: Özürdilerim abi. Hitap olsun diye çoğu kullandım.
Deve Tuncay: Ne oldu, senin hemşerilerinden ses çıkmadı Abidin. Bi kıl kurdunu bulamadınız.
Abidin: Abi sağlam olsun diye aranıyormuş. Nokta tespiti yapıp üstüne çörekleniceğiz.
Deve Tuncay: Ya şöyle pis konularda nimetin adını ağzına alma. Çörek, mörek. Bu Erdal benim ömrümden tam üç yıl götürdü Abidin. Ama senin çapzızlığın nerden baksan beş yılımı hebal etti.
...............
Abidin: Hurmayla açmak sevaptır abi.
Deve Tuncay: Iyice yıkadın mı bunları Abidin.
Abidin: Abi, mübarek meyvaların şerbeti bile kalmadı. Ot gibi oldu.
Deve Tuncay: Tövbe de abidin.
Abidin: Tövbe.
Abidin: Abi,dışını temizledikte, içinde kurt varsa ne yapacaksın? Nimeti tüküremezsin de.
Ömer Baba: ALLAH'ın hayatımdan çıkarttığını sen hayatıma sokamazsın. ALLAH'ın hayatıma soktuğunu da sen kovamazsın.
Deli Hikmet: Ama kendimi kovarım.
Laz Ziya: Size yapamadıklarımı torunlarıma yapıyorum. Bakma öyle Meral.
Meral: Aman baba, bize yaptıklarını onlara yapma da.
Meral: Testere'nin selamı var baba.
Laz Ziya: Nerden çıktı o?!
Meral: Iki, bir rastlaşıyorum.
Laz Ziya: Eeeh?
Meral: Ikiside tesadüf.
Laz Ziya: Testere tesadüf etmez.
Meral: Bilmiyorum ben tanımam sen tanırsın.
Laz Ziya: Ben anasını kesen adamı tanımam.
Meral: Niye kesmiş anasını?
Laz Ziya: Ne yapıcan, baş sağlığı mı dilicen?
Meral: Bir daha karşılaşırsam dilerim.
Laz Ziya: Dilede seni de kessin.
Meral: Onu da sen düşün!
26. Bölümden Replikler
Deli Hikmet: Dinle beni! Ben seni görüp hergün Ali'yi hatırlamak ve hergün Ali'yi ne kadar unuttuğumu hatırlamak istemiyorum. Ben senin aldığın her nefeste Ali'nin izlerinin silinmesini istemiyorum. Ben Ali'ye ihanet etmek istemiyorum. Elif'e kim dokunursa, tutar elini keserim. Ama senin dokunuşuna ses çıkarmıyorum, çıkaramıyorum ve bunu istemiyorum. Lütfen, defol git!!!
Abuzer Kömürcü: Yardım etsene lan it, hadi.
Erdal Kömürcü: Bu ne baba?
Abuzer Kömürcü: Babanın gözleri bunun içinde kayboldu.
Abuzer Kömürcü: Bu asithanide, tatmican, bakmayacan, koklamayacan, dokunmayacan. Tadarsan it gibi kıvranırsın. Bakarsan baban gibi kör olursun. Dokunursan yanarsın.
Şahin'in adamı: Çok konuşanın işi helada biter.
Çakır: Ulan şu dünyanın işine bak. Sana eşkıya dedik. Biz yanınıza eşkıya gibi geldik.
Çakır: Benden ne istiyorlar?
Laz Ziya: Hala anlamadın değilmi? Seni değil, beni bitirmek istiyorlar.
Çakır: Seninle kan bağım yok.
Laz Ziya: Kanını bilirse bir bağımız olur. Bak damat! Onlar seni idam sehpasına çıkardılar, boynuna iğmeği geçirdiler, ama cellad da olmak istemiyorlar. Bekliyorlar ki sehpaya tekmeyi sen koyasın. Sen ne yapıyorsun. Kopmuyuşup duruyorsun. Sen şimdi çocuklarını görmeye geldin ya, bu gece kim bilir ne cinayet işlenecekte senin üstüne ihale edilecek, haberin varmı?
Çakır: Umrumda değil! Ben yaşamak için bu işlerin içine girmedim, ölmek için!
Savcı: Delinin birisi kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramazsın.
Savcı'nın karısı: Nereye?
Savcı: Taşı çıkarmaya.
Aslan Akbey: Ama insan vatanını annesi için, babası için, sevdiği için sever. Evet şu an bunlar bende yok, ve senden insan üstü birşey istediğimin farkındayım. Bu da benim zarfım. Ama benim bu vatanı sevmem içinde sen varsın. Benim için senden değerli hiçbir şey yok.
Polat Alemdar: Bana herşeyi öğrettin. Bunun üstesinden nasıl geleceğimi de öğret.
Aslan Akbey: Malesef hayır. Bunu ben senden öğreneceğim. Senden bu dünyada bir tane daha yok.
Çakır: Hergün öleceğine bir kere öl.
Çakır: Lan bu Memati karılar gibi mesaj çekmeyi ne zaman öğrenmiş?
Seyfo: Kesin yiğeniminde kanına girdi, bunlar ceviz kırmaya gitti.
Polat Alemdar: Hani bana iftira ettin, ölmüş bacına da mı iftira ediyorsun?
Çakır: O zaman söyle, bu piç kimden, kimden?!!
Polat Alemdar: Savcıdan. Koca Çakır:, savcının kötü zarfını yedin mi?
Çakır: Ne zarfı?
Polat Alemdar: Derya hamileyse, Duran Emmi'yi de ben yada Seyfo dayı öldürdü!
Çakır: Bu nerden çıktı?
Polat Alemdar: Herkesi hassas yerinden vuruyor, hala anlamadın mı?
Çakır: Lan bi savcı böyle bi yalan söyler mi?
Polat Alemdar: Bi kendi haline bak bi benim halime. Sen olsan söylemezmiydin?
Çakır: Kusura bakma kardeş.
Polat Alemdar: Bu kusur değil, ayıp.
Çakır: Napiyim Can Polat? Kafama mı sıkıyım? Ehhh oldu bi kere da.
Polat Alemdar: Bir daha benden şüphelenirsen kafana sıkarım.
Çakır: Tamam tamam. Aslında bu zarfı yemezdim de. Ulan birbirinize yakışıyordunuz be. Demek ki içimden geçirmişim. Bana niye söylemediniz diye şey yapmışım.
Şahin Ağa: Ulan böbrek taşını Çakır: düşürüyor. Sancısını biz çekiyoruz!!
Seyfo: Ne diyor Şahin?
Memati: Gözümden öpüyormuş dayı.
Seyfo: Şimdi gözünün üstüne koyarım ha!!!
Seyfo: Ne diyor Çakır:?
Memati: Gözümden öpmüyormuş dayı.......
Polat Alemdar: Kaç dakika kaldı?
Çakır: Yedi. Ömrümü yedi ömrümü....
Çakır: Escort'la geliyorlar Polat, yolverde öne geçsinler bari.
Polat Alemdar: Kardeş, o kadar yumuruğu ben yesem, iki gün konuşamam.
Çakır: Kardeş, o kadar yumruğu ben yesem tel arabası bile kullanamam.
Ferman: O ne?
Eren: Emanet!
Ferman: Ne için?
Eren: Ihanet!
Polat Alemdar: Geciktik.
Çakır: Canımız sağolsun Can Polat. Ölmeden buraya geldik ya. Gerisi Allah kerim.
Polat Alemdar: Bak hala konuşuyor, hadi.
Çakır: Millet içerden kaçmak içi neler yapıyor. Bizim çektiğimiz rezilliğe bak.
25. Bölümden Replikler
Abidin: Avukat hanım sen hiç karılar hamamına gittin mi?
Canan: Başka şansım olmadığı için mecbur kadınlar hamamına gittim.
Abidin: Işte biz de mecbur bunların kahvesine gidiyoruz. Orası da erkeklerin karılar hamamıdır. Kim ne biliyorsa konuşu. Kahveciler herşeyi bilir.
Canan: Abidin bey, siz çok kadınlar hamamına gittiniz galiba, iyi biliyorsunuz.
Abidin: Bizim orda ya derede ya hamamda yıkanacaktık. Ben derede yüzerdim. Annem de boklu dere diye hamama götürürdü. O zaman çapım küçüktü.
Abuzer Kömürcü: Ne yapıyorsun lan it?
Erdal Kömürcü: Pistiler yıkıyorum baba.
Abuzer Kömürcü: Sen git kıçını yıka.Millet'e sabun kokulu eroin mi çektirecen, ha.
Erdal Kömürcü: Baba, baba, bilemedim özürdilerim.
Abuzer Kömürcü: Senin gibi bir dangalak benim yaptığım canım malları benzin deposunda götürmüştü, gebertecem seni. Millet'e benzin kokulu mal içirtmişti. Allah'tan, sonra Ağa Almanya'da onu yakalattırıp astırmıştı. Seni de astırmasın lan it.
Çakır: Çok mu acıktın Ferman?
Ferman: Acıkmışam.
Çakır: Acıkma, yanımda aç adam istemem.
Hüsrev Ağa: Merzifonlu, ustanı severdim. Keffaretini ödedi gitti. Allah öbür arafta yakmasın.
Şahin Ağa: Şerefsizoğlu şerefsiz. Bizim nasıl bir kardaşlığımız var bilmezmisin.
Çakır: Nerden bilecek Şahin Ağa. Yılanın kardaşı mı olur. Yılanın ömrü sürünmekle geçer. Yerden kafasını sadece zehirini akıtmak için kaldırır.
Çakır: Ama Allah hakkı için çok üstüme geliyorlar. Herkes üstüme üstüme geliyor. Bardak zaten dolu. Damlayana yazık olacak.
Memati: Ben konuşanları sevmem Serdar.
Hüsrev Ağa: Şehmuz, bir kibrit daha yanarsa, kendin yak.
Testere Necmi: Ocakları ben yakarım sen söndürürsün.
Kılıç: Hala zevk mi alıyorsun?
Testere Necmi: Öldürmenin parayla, makamla, mevkiyle alakası yok. Zevk meselesi.
Kılıç: Kimin yaptığı ortaya çıkarsa Hüsrev Ağa bu işden çok zevk alacak.
Testere Necmi: Canım adam son nefesini vermeden biraz zevk alsın. Okadar hukukumuz var.
Kılıç: Herkesi çok küçümsüyorsun.
Testere Necmi: Iki kişi hariç herkes benim gözümde küçük.
Abuzer Kömürcü: Bu iş ustadan çırağa geçer. Malın iyisini ustalar yapar. Malın iyisi dediğin şey ustanın elidir, elinin kiridir, teridir, ayarıdır. Neymiş??
Erdal Kömürcü: Ustanın ayarıdır.
Abuzer Kömürcü: Hiç bir usta yaptığından zıkkımlanmaz, tattırır.
Erdal Kömürcü: Ama ya senin gibi kör olursam.
Abuzer Kömürcü: Iyi ya, o zaman oğlun köroğlu olur. Zürriyetsiz.
Polat Alemdar: Duran emmi'yi kim öldürdü?
Aslan Akbey: Savcının dediği gibi, ya sen ya Seyfo.
Polat Alemdar: Benim de bir fikrim var, iki ihtimal var. Konsey'e girmemi istemeyecek Baron, Konsey'e girmemi isteyecek Aslan. Eğer birinci ihtimalse, zaten deşifre olduk, eğer ikinci ihtimalse....
Aslan Akbey: Abdi Ipekçi cinayetinde de iki ihtimal var. Ya Baron ya ben.
Polat Alemdar: Yok onu biliyorum.
Aslan Akbey: Senden şüphe ediyorsa, şüphe ettiği için suçlu çıkarman lazım...
Polat:Memati ben herkesten şüpheleniyorum, sende şüphelen. Bizi hayatta tutan şey bu. Sakın şüpheden vazgeçme.
Çakır: Ben gerçekleri duymak istemediğim için burdayım avukat hanım. Sana gerçek nedir söylim mi? Gerçek, yaştaşları sıcak evde çizgi film seyrederken gecenin ayazında pilavla nohut satan çocuğun, anasına bacısına sövdürmemek için adam kesmesi, dilini koparmasıdır. Ben o gün bugündür başka hiçbir gerçeği duymak istemiyorum. Benim için tek bir gerçek var onurum için namusum için yaşarım, yaşamak için öldürürüm!!
Memati: Niye öldürdün?
Polat Alemdar: Bir adama sabah rastlarsam önemsemem. Aynı adamı öğlen görsem, tesadüf diye geçerim. Ama akşam karşıma çıkarsa düşünmem öldürürüm.
Çakır: Bana olmazları anlatma müdür. Sana olmazları anlatmaya kalkarsam, bu yaştan sonra çocuğun olmaz.
Müdür: Eğer sabaha kadar dönmezseniz, firari sayılırsınız.
Çakır: Istediğim zaman dönerim. Ben o sırada firari sayılırsam sende bu dünyadan firari sayılırsın!!
Polat Alemdar: Hazır sen konuşmuyor ken söylim. Elif'i seviyorum, Ali'yi de seviyorum, Ömer babayıda seviyorum, Nazife anayıda seviyorum, Hikmet, seni çok seviyorum lan.
Deli Hikmet: Sıkar.
Deli Hikmet: Ayağa kalka bilseydim parçalardım seni.
Polat Alemdar: Sıkar.
24. Bölümden Replikler
Çakır: Yediğini içtiğini eritecen ki, varlığını da yokluğuna da ayırt edemesinler.
Deve Tuncay: Biz namuslu, okumuş, kültürlü, iyi aile terbiyesi almış, vergisini ödeyen sorumlu vatandaşlarız.
Abidin: Bir de iyi kalpli ve temiz, insan demeye hicab ederim. Kendisi bir melektir.
Deve Tuncay: Çenen kopsun Abidin, konuşacağına abine bulaşan virüs'ü yakala. O herif SARS virüs'ü gibi sokak sokak dolaşıyor, sen burda lak lak ediyorsun.
Abidin: Abi, arkadaşlarda arıyor ben de arıyorum, önce kim bulursa nasip. Ama bulamama lüksümüz yoktur.
Komser: Tuncay bey kim olabileceği hakkında bir tahmininiz var mı??
Deve Tuncay: Vallah aklımdan bir mikrop geçiyor ama...
Ömer Candan: Kendinden utandığın gibi, bizden demi utanacaksın.
Çakır: Pusat gelir eşkiya yüzümü güldürür de, selliğe dayanamam, gözlerine bakınca deryam aklıma gelir. Kendimi tutamam ağlarım, işte bunu bir ömür kaldıramam.
Polat Alemdar: Seni herhalinde gören evladın olsun, sevdiklerin olsun.
Seyfo: Servet, abdestin yoksa, tazipli suyla alırsın.
Polat Alemdar: Rahat yerde, rahat konuşur. Bu işi çözmüş adam.
Çakır: Avukat hanım, istifa dilekçemi mi almaya geldin??
Elif Eylül: Gariban pilavcı-nohutçu, mafya babası oldu. Birileri ona halen nohutçu muamelesi yapıyor, onun gariban olmadığını ve sadece kurban olduğunu savunmaya geldim.
Memati: Madem ki beni bukadar araştırdın, dosyada eksik var. Bir daha ifadem alınırken göz önünde bulundurulsun.
Savcı: Neymiş??
Memati: Görmem, duymam, konuşmam.
Çakır: Bu millet çok bozuldu, ama o kadar değil. Her şeye eyvallah, hırlıya eyvallah, hırsıza eyvallah, dolandırıcıya eyvallah, kan emiciye eyvallah ama namussuza dur!!!
Seyfo: Büyüğümüzü tanıyanın, büyüklüğüne saygı duyarız.
Polat Alemdar: Ne sevdiğim için yaşayabiliyorum ne de vatan için ölebiliyorum..
Çakır:'ın oğlu: Mafya babasına iftira atıldığını gördüm de mafya dedesine atıldığını ilk kez görüyorum.
Savcı: Bir ömür boyu bu borçla nasıl yaşarsın.
Memati: Gerekirse ölerek!!!
Polat Alemdar: Insan idealleri için zevklerinden vazgeçmeli ..
Savcı: Küçükken annen ne olmanı isterdi?
Polat: Diplomat.
Savcı: Sen ne olmak isterdin?
Polat: Mafya Babası.
Savcı: Neden?
Polat: Sen neden savcı olduysan.
Savcı: Çok merak ediyorum. Şevko çok iyi korunuyordu. Kapısının önünde bir adamı bekliyordu, koridorlarda da bir sürü adam. Onu öldürmeyi nasıl başardınız??
Polat: Yapanı bende takdir ettim.
Aslan Akbey: Teşekkür ederim.
Çakır: Devlet yalnızca idam eder.
Çakır: Burada tayin, terfi,vefat bizden sorulur.Sadece tahliyelere karışmıyoruz..
Abuzer Kömürcü: Ben itin tekiyim de lan.
Erdal Kömürcü: Ben itoğluit'in tekiyim..
23. Bölümden Replikler
Çakır:'ın adamı: Abi Hapisaneye bir azeri gelmiş.
Çakır: Hırsızlıktan mı???
Çakır:'ın adamı: Yok abi cinayetten.
Çakır: Nasıl olmuş?
Çakır:'ın adamı: Adamin biri ona sen Rock Hudson'sın demiş.
Çakır: Ermiş... Kim lan bu Rock Hudson.
Eren: Sinema oyuncusu, abi.
Çakır: Ehhhh?
Eren: Abi AIDS'den öldü.
Çakır: Ehhhh?
Eren: Abi adam eşcinseldi.
Çakır: Bak şimdi inandım Azerilerin Türk olduğuna. Helal olsun delikanlı cocukmuş. Birara getirin tanışalım.
Çakır: Anlat bakalım ermis. Ne tür filmlerde oynardı bu topoş?
Eren: Abi, genelde Cowboy filmlerinde oynardı.
Çakır: Lan bu Cowboy'ların alayı top. Ben mesela hep kızılderelilerin tarafını tutmuşumdur küçüklüğümden beri.
Hüsrev Ağa: Büyü;ğnü bilen büyüğünden büyüktür.
Mehmet Karahanlı: 100 kan akıttin, gözün doymuyor, tokalaşmayı da öğren Testere .
Polis: Emniyete gidiyoruz .
Memati: Kimliğini göreyim.
Polis: Görmüyormusun .
Memati: O yeleği 26 milyona dikiyorlar.
Memati: Ne sebeple gidiyoruz.
Polis: Terzinin ismi lazım.
Şahin Ağa: Edepsizlik sana yapılmıştır. Ama benim mekanımda benim satılmış adamım tarafından yapılmıştır. Kanı sana helaldir cezası bana. Destur var mı?
Çakır: Kardeşliğimize adaktır. Bismillah destur.
22. Bölümden Replikler
Iplikçi: Evladım. Para alicağın zaman kapisini aç kasanın. Kerhane kapisimidir, para kapisi. Insaf kalmamış beni ademde, anamı ağlattılar Acı Badem’de.
50 milyon doları tuvalet kağıdı mı sanıyor bu Tombalaci. Bak evladım. Türkten karini, çeçenden canini, azeriden malini saklicaksın.
Polat Alemdar: Şişko patronuna Polat Alemdar'ın selamını söyle. Çakır:'ın cezaevindeki hergünü için ona ceza keseceğim,
Oldürdüğü her adam için, adamını alıcağım .
Polat Alemdar: Koca Avrupayı bir hücreye sığdırmışsın.
Aslan Akbey: Çok görme, yıllardır avucumuza sığdırdık.
Şahin Ağa: Aslan yattığı yerden belli olur. Bizim yattığımız yerde mapushanedir. Medresiye Yusufiyedir. Bizden izinsiz burada rüyada gören olmaz tabirde eden....
Kılıç'ın Adamı: Kılıç abim, Şahin abimin bir isteği varmı diye soruyor .
Sahin Ağa: Kılıcı keskin olsun yeter .
Baron: Azerbaycana gitmeni istiyorum. Orası benim için çok önemli petrolü de herkes için önemli .
Tombalacı Mehmet: Efendim yarım kalmış işlerimi halledip gideceğim
Baron: Benim isteklerim senin isteklerinden önce gelir .
Polat: Tarafını belle Tuncay, Tombalacı seni taradı, yaralandın, Seyfo Dayısandın, bir bacağına da o sıktı, üçüncü bir bacağın yoksa kafana mukayyet ol.
Deve Tuncay: Tehdit mi ediyorsun???
Polat: Sadece dikkatli ol diyorum...
Kılıç: Ya Çakır: DGM'de konuşursa.
Mehmet Karahanlı: konuşmaz, ölecekse konuşmadan ölmeyi iyi eder .
Deli Hikmet : Ben sırtından vurulacak adammıyım, kahpeler!!!!
Esther: Korkucak birşey yok.
Polat: Evli kadınlardan korkarım.
Esther: Korkmalısın da.
Polat: Yanlış adama yanlış yapıyorsun.
Erhan: Istanbul ahiret gibidir. Gitmesi var, dönmesi yok.
Erhan: Dayı, Polat abi nereye gitmiş olabilir?
Seyfo: Abdestsiz gitmesinde, nereye gidiyorsa gitsin.
Nesrin: Bir daha yüzünü kızartıp gelirsen, yüzünü kızartırım Çakır.
Çakır: Bana bak Nesrin! Iki paralık karıları aramıza sokma, iki paralık muamele ederim sana.
Nesrin: Ettin zaten.
Seyfo: Emmi, insanlar çocuklarını gönderiyor. Sahip olun, adam edin diye. O kadar yıl yanında kaldım. Bi yeğenine sahip olamadım. Adam olamadım....Gülüm. Gel
Erhan: Emret Güllü Dayı.
Seyfo: Otur. Bu Istanbul bir kerhanedir yeğenim. Içeri girersin. Başlarsın iş yapmaya, keyif almaya. Zannedersin ki çok kazançlıyım. Sonra birileri getirir önüne bir senet koyar. Istemiye, istemiye bir ömür bu kahrı çekersin. Bu şehirden kurtulamazsın. Henüz bu seneti imzalamamışken, aha benden sana dayı nasihati. Ananın yanına dön.
Erhan: Dayı.
Seyfo: Şşşşşt.... Sende tadına vardın değilmi?
Dayı ne olacaksa senin yanında olsun. Borcumda birtek sana olsun.
Artık dayın yok. Ben bu zilletle yaşıyamam. Hadi. Hadi git. Ananada dayın öldü de.
Şahin: Eski kulağı kesiklerden birinin tahliyesi yaklaşmıştı. Etrafındakiler sabırsız, kurtlu. ‘Ağa döşeğini kime vereceksin, paşa yorganını kime bırakıcaksın?’, diye herkes etrafında pervane. Ha, ozaman şu yaylılardan yok. Halis yün. Hem yorganı hem döşeği. Ağa yakmış cıgarasını, çehrivarıyla. ‘Karışmayın, benim dışardaki işim uzun değil’, demiş. Niye diye merak etmişler. ‘Bir iki tane puşt var, işimizi görür, bir kaç güne kadar geliriz’, demiş.
Aradan geçmiş iki sene. Döşek rutubetten çürümüş. Â-li merak içinde. Ağadan ne ses var ne soluk. Içerdekilerin de tahliyesi gelmiş çatmış. Çıkıp bulmuşlar Ağa’yı. ‘Ağam’, demişler. ‘Hani ya geri dönecektin?' ‘Ulan’, demiş. ‘Biz içeri girdiğimizde dışarda vardı ya iki tane puşt, şimdi alem olmuş puşt oğlu puşt. Vur vur bitmiyor. Hangi yüzle döneyim?’ demiş.
Polat: Temel Istanbul’a gelmiş. Yürüyormuş. Bu arada beş dakika da bir top atışları duyulmaktaymış. Merak edip sormuş. ‘Hemşerim bu top atışları neyin nesi?’
‘Kraliçe Elizabeth’in gelmesi sebebiyle top atışı yapılıyor,’ demişler.
Aradan yarım saat geçmiş. Top atışları hala sürmekte. Temel çekmiş birisine yine sormuş.
‘Bu top atışları nedur da?’ Aynı cevabı alınca kızmış. ‘Ulan yarım saattir bi karıyı vuramadılar da.’
Eren: Bu kadar insan size içerde olmanıza rağmen. Nasıl bu kadar hürmet ediyorlar?
Şahin Ağa: Anlatıyım da, sen de bil ermiş. Bin ham yaptık, vurduk vurulduk. Içeriye düştük. Biz gün saymayı beklerken. Gördük ki birileri cebimizde ki paraları sayıyor, birileri de anamızı avradımızı sayıyor. Ulan racon dedik. Delikanlılık dedik. ‘Körmüsünüz lan! Vurduklarımızı sayın,’ dedik. Ne yapsak dinletemedik. Meğer asıl tezgah içerde kurulmuş. Kölelik zamanında ki gibi can alınırmış, can satılırmış.
Bi gün maltaya çıktık. Baktık ki fukara bir oğlanı almışlar altlarına eziyorlar. ‘Suçu ne?’, diye sorduk. ‘Avanta verecek parası yok,’ dediler. ‘Ulan kitapsızlar! Çocuğun etine bit düşse acından ölür. Sizin etinize bit düşse şişmekten sölük olur,’ dedik.
Çektik ranzanın şişini, önce ağa babalarını, sonra bunları, sonra bu adetleri olanları şişledik durduk, şişledik durduk, şişledik!!! Bu arada geçti, 30 sene. Bu memlekette damı olan heryerde şişimiz vardır. Şişeni de indirecek adamımız vardır everallah.
Eren: Abi bu hayattan beklediğin birşey yok mu?
Şahin Ağa: Arkamıza bakmadan yürümek.
Polat: Temel, nataşayla evlendikten sonra. Bi haftalığına gittiği memleketinden haber vermeden erken dönünce, karısını evde başka bir erkekle yatakta bulur. Derhal belindeki silaha davranmış, yataktaki adamı alnının ortasından vurmuş. Tabancayı tam kendi kafasına doğrultmuşken, nataşa haykırarak üzerine atlamış. ‘Dur Temel’im, kıyma kendine!’ Temel sinirden titreyerek haykırmış. ‘Sus kaltak, sıra sana da gelecek!’
Çakır: Tombalacı en sonunda yaptı yapacağını.
Elif: Ya bu adam ölmeyecekmi?!
Seyfo: Çoktan öldü. Ölmüş eşşek kurttan korkmaz. Onun için böyle birşey yaptı. Yeğenimi kaldırdı.
Çakır: Polat tongaya düşmez dayı. Var bi kahpelik bu işte.
Elif: Nereye götürmüş olabilirler.
Çakır: En iyi ihtimal: Öldürmeye!
Baron: Hakim olmadığımız yer, bizim değildir.
Çakır: Dayı, bu nasıl bir fırıldak ya, bu nasıl bir felek ya.
Seyfo: Cennetten çiçek çalıp, cehenneme dikemezsin. Cehennemden kor alıp cenneti yakamazsın. Al sana felek.
.....Çakır – Kılıç’ın adamı telefon görüşmesi....
Seyfo: Kimmiş. Kimmiş diyorum.
Çakır: Feleğin çocukları dayı
Memati: Yukardanmı abi.
Çakır: Bunlar bizi çağırdıklarına göre mevzu çok büyük.
Seyfo: Git onlara de ki: Eğer yiğenimin tek teline zarar verirlerse, kafalarında ki tel kadar kurşun yakarım!!
Memati: Abi, ne yapıcağız?
Çakır: Boynumuzu eğicez, dişimizi sıkıcaz, selamımızı dinlicez, ölücez.
Tombalacı: Biraz kilo mı aldım Kamil?
Kamil: Sıkıntıdandır abi.
Tombalacı: Yarın kiloları veririz ozaman.
Laz Ziya: Kurt yavrusu da sütle beslenir. Ama bi yaştan sonra parçalamazsa yaşayamaz. Onlar benim torunlarım. Hayat bize ne verirse biz de onlara onu veririz.
Çakır: Kimi sevdiysem teker teker kaybediyorum Memati.
Memati: Sıkma canını abi. Polat kendi başının çaresine bakar.
Çakır: Bakar. Benim elimi kolumu bağladılar. Ama ne olursa olsun. Kardeşime can borcumu ödemeden bu dünyayı terk etmiyeceğim. Bu da benden sana son sözdür.
Çakır: Büyüklerimiz bu eli öpeceksin diyorsa, küçüklük edip öpücez.
34. Bölümden Replikler
Seyfo: Yeğenim kurbanlık koyun gibi ne diye her bıçağın altına kafanı uzatıyorsun.
Memati: Dayı, bundan sonra sana CanDayı diyeceğim.
Seyfo: De tabi yeğenim.
Polat: Dayı, ne kadar dua biliyorsan et. Seyfo: Bi dakkaya Yasin yetişmez yeğenim.
Polat: Mavi, gökyüzünden cennete. Sarı düşman. Kırmızı kan.
Çakır: Hangisi?
Polat: Sence?
Çakır: Sarı düşman he. Sarıyı kes anasını satayım.
Çakır: Kapı çelikse, seken bize gelir. Demirse deler geçeriz.
Çakır: Ölen varmı?
Seyfo: Var.
Polat: Kim öldü dayı?
Seyfo: Mertlik öldü yeğenim, mertlik.
Hüsrev Ağa: Küçük bir çatlak daha, bütün gemi batar.
Laz Ziya: Bizim gemimiz batmaz.
Laz Ziya: Bu işe Testerenin kellesini almak için mi giriyorsun?
Hüsrev Ağa: Onun kellesi o kadar para etmez.
Meral: Sen ananı kestiysen bende babamı vurdum.
Polat: Bak avukat hanım, Mafya sabahın bu vakti ayakta, esnaf nerde? Uyuyor.
Meral: Neden sizinle ilgileniyim ki?
Testere: Sizinle ilgilendiğim için.
Meral:Sana dürüst olucam. Bana dürüst ol.
Testere: Denerim.
Meral: Benim peşimde misin yoksa babamın peşinde misin?
Testere: Bunu merak ettiğin için mi geldin?
Meral: Seni merak ettiğim için geldim.
Testere: O zaman merakını gider. Sor, söylim.
Meral: Anneni niye kestin?
Testere: Ömrü hayatımda bu soruyu bana sadece bir kere sordular.
Meral: Ne cevap verdin?
Testere: Bir daha yüzüne bakamıyacağım için.
Meral: Ne yapmıştı?
Testere: Meraklı olmanı sevmedim.
Meral: Bir daha yüzüme bakmazsın olur biter. Cevap ver.
Testere: Annenin babana yaptığını. Bizi bizden iyi anlıyacak varmı?
Meral: Benden ne istiyorsun?
Testere: Sadakat.
Meral: Bana ne vaad ediyorsun?
Testere: Ne istersen.
Meral: Benim herşeyim var. Senden ne istiyecem.
Testere: Herşeyi olan hiç kimse yoktur.
Meral: Herşeyi vericek kimse de yoktur.
Erdal: Nasıl olmuş baba?
Abuzer: Anandan iyi.
....
Erdal: Oğlu yok mu?
Abuzer: Dokuz tane toprağa gömmüş. Olmuş ölmüş, olmuş ölmüş. Dördüncü karısından bu kız gelmiş.
Erdal: Allah Allah gen bozukluğu herhalde.
Abuzer: Geni bozuk sen gendine bak. Bana bak Erdal, itoğlu. Gözüm kör ama o kadar da değil. Ağanın kızının yamacında seni gördüğüm zaman, elimden çekeceğin var.
Erdal: Beni hiç tanımamışsın baba ben sınırlarımı bilirim.
Abuzer: Bende benden çıkanı bilirim. Ulan zürriyetsiz!!! Tuffff. Hadi işe koyul.
Seyfo: O ne tosunum?
Erhan: Lokum güllü dayı. Anam gönderdiydi.
Seyfo: Anandır güllü. Koy uzaklaş. Lokum gibi ezmeyim seni.
Çakır: Bu kim dayı?
Seyfo: Anamın teyzesinin kızının oğlu. Bakma anan güllüdür dediğime. Anasının adı güllü.
Memati: Dayı sana ne kadar benziyor.
Seyfo: Hakket. Benim de gençliğimde saçlarım kıvırcıktı.
Çakır: Sakalların da böylemiydi dayı.
Seyfo: Bıldırcın, gel bakim. Bu sakalların hali ne oğlum. Kesmicekmisin?
Erhan: Anam böyle seviyor güllü dayı.
Seyfo: Kirpi yavrusunu pamuğum diye sever. Bir daha böyle görmicem. Bir daha bana güllü dayı demiyecen. Yoksa aha harem orda. Biletini al git.
Erhan: Kovsan da gitmem. Anam beni sana adam olayım diye yolladı. Git güllü dayın seni adam edecek söyledi. ALLAH ikinizide yaramaz avrat şerrinden, espatlı şeytan şerrinden korusun dedi, uğurladı.
Seyfo: Ananada sana da!!!
Çakır: Memati, bu ne gıda ya. Keyfim yerine geldi ha. Dayı bu bıldırcının adı ne?
Seyfo: Adı batsın. Erhan. Şiştim. Oğlum maden suyu ver.
Memati: Sen şişme görmemissin dayı. Polat bu bıldırcını bi görsün. Şişmelerden şişme beğen.
Seyfo: Ahlak sukut etmiş, meydan gevezelere kalmış.
Seyfo: Yiğenim, Gavatın güvenirliği olmaz. Adı üstünde gavat. Işi belli, satmak. Kadın satan, cihanı satar be.
Memati: Ya sana söylemedik diye böyle yapıyorsun değilmi dayı?
Seyfo: Hadi ordan. Memati, sana bisey soracam. Ama eğer yiğenime anlatırsan topuğuna sıkarım.
Memati: Benden laf çıkmaz dayı.
Seyfo: Görüceğiz. Şimdi bu şamiyeli takıyorlar ya yiğenim.
Memati: Ne şamiyeli dayı?
Seyfo: Kılıf, kılıf. Bundan biıey anlıyorlar mi ki.
Memati: Dayıma tecrübe ettirim.
Seyfo: Ben gaz maskesiyle, gül koklamam yiğenim.
Polat: Ya bu senle çapkınlık işsinde bir dümen var ama. Bu Seyfo dayı okuyup üflemesin bize. br/> Çakır: Vallah yapar mı yapar.
Polat: Vatan borcu biter bitmez ordayım.
.........
Polat: Bu borç bitmez.
33. Bölümden Replikler
Çakır: Bi ana kuzusu daha kurt oldu Şahin Ağa.
Şahin Ağa: Kurt yatağında yatan kurt, aslan ininde yatan aslan, çakal ortağında gezen çakal olur, Çakır:'ım.
Çakır: Eyvallah. Hakkını helal et.
Şahin Ağa: Yattığın yatağın hakkını ver aslanım.
Aslan: Ne yaparsanız yapın. Tombalacıyı vurun, dövün, sövün ama karısına asla dokunmayın.
Polat: Hayırdır göz mü koydun yoksa?
Aslan: Ulan o kadınla ben evlenseydim bütün orta-doğuyu bil fiil yönetiyor olurdum.
Polat: Sıkma canını. Bir kaç güne dul kalıcak. Senin için yapamicağım şey yok.
Aslan: Orta-Doğuyu idare ederim de, bir kadını idare edemem. Seninle benim zaafım da bu.
Polat: Ya artık takip etmesen. Ayıp oluyor.
Aslan: Özlemişim sizi sarılırken görmeyi.
Polat: Istiyorsan evlenme teklifi ediyim. Yakın arkadaşım.
Aslan: Olur. Yurtdışından bir daha doktorları getiririm. Bu sefer öyle çirkin yaptırırım ki seni, değil Elif, ucube bile yüzüne bakamaz.
Memati: Dayı sen yine abdest mi aldın.
Seyfo: Adliyeye abdestsiz mi girilir yiğenim. Memati, kalıbına birşey demiyorum. Sana gusül abdesti izah eder. Yüzünün feri gitmiş Memati.
Memati: Günahımı alma dayı.
Seyfo: O kadar günahı ben ne yapıcam.
Deve Tuncay: Bu extacy saglığa zararlı değilmiş diyorlar Abidin.
Abidin: Haltediyorlar abi. Ama istersen tedbir ciyetine gidelim, tecrübe edelim abi.
Deve Tuncay: Nasıl tecrübe ediceğiz lan?
Abidin: Ağızdan abi.
Deve Tuncay: Ulan Abidin. Yoksa sen bu extacylerden içtin mi lan?
Abidin: Yok abi. Ama içeni gördüm.
Deve Tuncay: Ne oluyor?
Abidin: Abi, gözbebekleri böyle mercek gibi oluyor. Kapı gıcırtısı olsa havaya zıplıyor. Yılan yutmuş gibi 12 saatte finip duruyor. Ondan sonra da 24 saat leh düşüp yatıyor. Ne geleni tanıyor ne geçeni tanıyor kız cağızlar.
Deve Tuncay: Ulan! Yoksa sen hapçı karılarla mı düşüp kalkıyorsun?
Abidin: Estağfirullah abi. Düşmez kalkmaz bi ALLAH.
Seyfo: Daha kurban bile kesmedik çıkışına yiğenim.
Çakır: O sığırı keser kesmez, alnına kanını sürücem Seyfo Dayı. Sen sıkma canını.
Seyfo: O kurban, mındar olur.
Seyfo: Ben bi abdest tazeleyip geliyim.
Çakır: Dayı, kullanmayınca prostat oluyor ha.
Seyfo: Çok kullanıncada, yalama oluyor.
Polat: Bak biraz daha çıkmasaydın. Koltuğuna otururdum okadar söylüyorum.
Çakır: Artık o koltuk ikimizede dar gelir. Ama Tombalacının koltuğuna ikimizde siğarız.
32. Bölümden Replikler
Çakır: Çok kan akıcak lan.
Tombalacı: Bi kamyon çarpmamıştı, o da üstümüzden geldi geçti.
Memati: Ben tokalaşmadığım adamı tanımam.
Canan: Istediğin birşey varmı dayı?
Seyfo: ALLAH razı olsun bacım. Yediğimiz önümüzde, yemediğimiz ardımızda. Sadace şu kantinciyle bir konuş gözünü seveyim. Bana plastik bardakla vermesin şu maden suyunu. Gazı kaçtıktan sonra, şişkinliği almıyor veled.
Polat: Buraya bakmayacaklarını nerden bildin.
Abdülhey: Bunların karısı var. Pisliğe bulaşırlarsa, akşam fırça yerler.
Cezaevi Müdürü: Sen ne diye kendini ateşe atıyorsun. Anlamıyormusun Çakır:'ın kaydını küçükten düştüler.
Şahin Ağa: Sen nufüs memurumusun, milletin nufüsa girdiğini, düştüğünü hesaplıyorsun. Senin görevin burda milletin huzurunu, güvenini sağlamak.
Cezaevi Müdürü: Milletin huzuru ve güveni için gerekirse seni de yakarım Şahin Ağa.
Şahin Ağa: Ateş olsan cürümün kadar yer yakarsın Müdür. Elinden geleni ardına koma.
Elif: Ya sizin keyfinizi bozucak, yeryüzünde bir yer, bir konu varmı?
Seyfo: Ne bozucaz kızım. Azrail bizden yana çalışıyor. Şerbetliyiz çok sükür. Bize hiçbir şey olmaz.
Elif: Şu işten yüzümüzün akıyla bi çıkalım dayı. Avukatlık mavukatlık yapmıcam. Ilk bulduğum yakışklıyla evlenip çoluk çocuğa karışıcam.
Seyfo: Kızım kapının önünde bi taksi çevir. Hele bi şansını dene bakalım, he? Of of.
Şahin Aga: Rüzgar ne kadar sert essede kayadan alıp götürüceği sadece tozdur. Kardeşim bugün iyi değilse, yarın iyi olacaktır.
Laz Ziya: Herşey iyiye gittiği zaman, hastane mahkum için kurtuluştur. Ama işler bu kadar kötüyken hastaneye sadece morgtur.
31. Bölümden Replikler
Aslan Akbey: Bilsem minibüs'ü tahsil ederdim. Daha rahat ederdiniz.
Polat: Ben senin gençliğini de biliyorum.
Çakır: Lan eğer beni öldürmeyecekseniz var ya, bilinki hiç birinizi yaşatmam lan.
Polis: Bu dünya sana da kalmaz Süleyman.
Aslan Akbey: Emniyet çıkışı öpüşürüz.
Polis: Yak bir tane.
Seyfo: Bir sigaraya bülbül olmamı beklemiyeceksen ver içerim.
Polis: Bak sen tecrübeli bir adamsın.
Seyfo: Doğrudur. Daha öncede ezilmişliğimiz vardır.
Polis: O anlamda söylemiyorum. Bu isten kurtuluşun olmayacağını biliyorsun. Gel bu işin pilanlayıcısı Polat olduğunu söyle. Bir de nerde bulabileceğimizi söyle. Söz sana gereken kolaylığı sağlarız.
Seyfo: Tecrübeli adamın gözü korkmaz, morarır. Ne gele gele.
Hikmet: Eve birşey birakmış olmasınlar Ömer Baba?
Ömer Baba: Niye bırakıcaklar oğlum?
Hikmet: Ne biliyim, dinleyici minleyici.
Ömer Baba: Bizi dinlerlerse sorun yok ta Hikmet, seni dinlerlerse iki gün sonra birdaha gelirler, seni alır giderler.
Nesrin: Baba, eşimden haber alabilirmisin?
Laz Ziya: Ölürse alırız.
Elif: Dün gece beni büyük sıkıntıya soktun. Yardım-yataklıktan yargılanmam sürpriz olmaz.
Polat: Birincisi hiç yardımcı olmadın. Ikincisi ortada yatak matak yoktu, laf çıkarma.
Elif: Aaaaa?! Sa&#´287;a çekermisin, inecem.
Polat: 12 milyon.
Elif: Çok para. Taksicileri soyup öldürüyorlar. Ortaklıkta gezinme kendine de dikkat et.
Polat: Sende...
Nesrin: Devlet dediğin nedir baba? Senin davetinde kadeh kaldıran üç beş adam değilmi?
Laz Ziya: Devlet dediğin, nasırlı adamdır. Ayağına basmadıkça nasırını hatırlamaz. Ayağına bastın mı, eş, dost, ahpap tanımaz. Senin kocan kiminle dans ettiğini bilmiyor.
Nesrin: Senin damadın olmasa, bunların hiç biri olmazdı.
Laz Ziya: Benim damadım olmazsa, hiç bu kadar mühim adam olmazdı. Önce benim kızımsın. Sonra Çakır:'ın karısısın. Çakır:'ın karısı olarak eğileceksen eğil. Benim kızım eğilmez.
Memati: Katırla, at takip ediyoruz. Bizimki yine katır. Polat'ın altındaki eşşek.
30. Bölümden Replikler
Ester: Artık Istanbul'da yaşamak bizim için tehlikeli.
Tombalaci: Sizin için heryerde yaşamak tehlikeli. Üçünüz kafa kafaya vermiş Çin'den nasıl para kazanırız, onun derdindesiniz.
Seyfo: Yine istikdat, yine zulüm.
Şahin Ağa: Su akar, yatağını bulur.
Seyfo: Biz devlete silah doğrultmayız.
Müdür: Kim doğrultur? Bana onu söyle Seyfi.
Seyfo: Teroristler.
Müdür: Isim ver.
Seyfo: Benim ne işim olur teroristlerle müdürüm?
Müdür: Benden günah gitti. Sabaha kadar ezin.
Seyfo: Isterseniz mezara kadar ezin. Söyleyecek birşey yok.
Laz Ziya: Benim kızlarımı sen mi içeri aldın?
Müdür: Sen kimsin kızların kim.
Laz Ziya: Beni tanımayan müdür olmaz.
Müdür: Sorgulamadığımı tanımam.
Polat: Acil birşey olursa Meral'in numarasından ara. Memati: Ne yapıcam Meral'i?
Polat: Evlen Memati.
Deve Tuncay: Capmış. Adamı ellerinden kaçırsınlar. Ondan sonra büyük çaplı operasyon başlatsınlar.
Abidin: Abi çapsız bunlar, benim gibi.
Deve Tuncay: Abidin, bu işte tek sevindiğim nokta, senin öldürdüğün adamlarıda bunlara ihale ederler.
Abidin: Gerekirse üstleniriz abi. Sayemizde kimseye racon yaptırmayız.
Deve Tuncay: Abidin, olmazsa git beni de ihbar et.
Abidin: Estağfirullah Abi. Biz de ihbar yoktur. Luzümu halinde üstlenmek vardır.
Deve Tuncay: Bu operasyondan dolayı devlet bagırsaklarını temizleyecektir. Bizi de buna alet edebilirler. Kimse yüzünden dışık olmak istemiyorum Abidin.
Abidin: Böyle anarşik ortamlarda ne yapmama lüksümüz yoktur.
Deve Tuncay: Çapsızlık Abidin, çapsızlık. Polat ve Memati'yi bir şekilde karşına çıkarsa hemen ihpar et Abidin.
Abidin: Abi, öl de öleyim. Öldür de öldüreyim. Ama delikanlı adami ihpar etmek en büyük çapsızlık olur.
Laz Ziya: Kimse kızlarım üzerinden beni yada damadımı vuramaz.
29. Bölümden Replikler
Çakır: Görelim bakalım Ferman kiminmiş, Ferman efendi..
Çakır: Kaç para aldın lan kelleme, he?
Ferman: Ne yapacan? Parasını mı belirleyecen?
Çakır: Hele sen rakamları söyle de piyasamı biliyim koçum!
Ferman: Gözüm, 100 dolar.
............
Çakır: 100 dolar he. Bak bu zoruma gider ha. Eğer biz 100 dolara geliyorsak, o Tombalacıyıda bi işkembe çorbasında götürmessem bana da Çakır: demesinler. Ucuzcu gavat...
Eren: Abi bunu ne yapıcağız?
Çakır: Üstleniceksin oğlum.
Eren: Eyvallah abi.
Çakır: Aferin, jargonu da kapmışın. Adrese teslim edeceğiz. Bedenini denize, kellesini sahibine...
Seyfo: Tanımadığın adamla ne fingirdiyorsun be kızım? Yokmu senin anan baban?
Çakır: Kaldıramıyorum Şahin Ağa. Serdar'ın ihanet etmesini kaldıramıyorum.
Şahin Ağa: Kursun göğsümüzden girse eyvallah. Hep arkadan hep kahpelikle.
Çakır: Sıksınlar. Kafama sıksınlar, enseme sıksınlar, nereme sıkarlarsa sıksınlar. Ama kendi adamımızla bizi itle kopeğe kefaze ediyorlar.
Şahin Ağa: Hiç birşey edemezler. It ölür kervan yürür. Lakin Çakır:'ım ne yap et o kahpeyi yok et. Bi konuşursa arkanda kimse durmaz.
Çakır: Sen, sende mi durmazsın Şahin Ağa?
Şahin Ağa: Sen de bizi dere kenarında söğüt belledin gardaş. Rüzgar arkadan esiyorsa, koca çınara ne.
Çakır: eyvallah, eyvallah.
Seyfo: Memati, değirmen gitti, sen şak şakının peşindesin...
Deve Tuncay: Beni bulaştırmak istediğin başka pislik kaldımı Abidin?
Deli Hikmet: Birader, sen bana mı tavır yapıyorsun?
Polat: Ne tavrı?
Hikmet: Vaktin varmı biraz yürüyelim.
Polat: Nasıl?
Elif: Kör, topal işte.
Polat: Nankör.
Elif: Bana mi dedin sen onu?
.........
Nazife: Yahu bey. Bu Polat, Hikmetin dediği kadar var. Bazı hareketleri aynı Ali.
Ömer: Ne diyorsun, aynı az gelir. Herşeyi benziyorda bi Elif kızımla geçinemiyor.
Elif: Ne geçinicem onla. Kendinden başkasını göremiyecek kadar kör.
Canan: Nankör.
Elif: Bana bak Canan. Ikili oynayıp durma. Benden yanasın ondan mı.
Canan: Ben avukatım. Çıkarlarıma bakarım. Ne vaad ediyorsun?
Çakır: Ermiş olmasaydı, hakka ermiştik.
Serdar: Şikayetiniz varsa, sizde gidin mafya olun.
Çakır: Ben size ihanet etmedim, sadakatimin karşılığını bekliyorum.
Şahin Ağa: Biz silah olmayız, silahı tutan el oluruz. Mert'e değil Namert`e doğruturuz!
Çakır: Deyin ki: Çakır: hayatta yalan söylemez. Duruşmada yaptığının arkasında durur. Ne sorarlarsa ona da cevabını verir...
Şahin Ağa: Kılıç kınını kesmez...
Seyfo: Kızım, birinizin la dediğine öbürünüz lo diyorsunuz.
Seyfo: ALLAH`tan doktor değilsiniz. Biri ölür derdi, diğeri yaşar derdi. Ne yaşardı ne ölürdü. Sırat köprüsünde gider gelirdi....
28. Bölümden Replikler
Memati: Dili olan herkes ölür.
Polat: Çocuk öldürmek hangi racona sığar Çakır:. Seninde çocukların var.
Çakır: Babası şerefsizse git vur.
Çakır: Yüzünü de değişseler, kaşını gözünü de değişseler, biz adamı dilinden tanırız. O dilini de bi ara keser atarız. Üstelik sülalesinin de dilini keseriz...
Çakır: Haini bulmak senin işin, cezasını vermek benim.
Polat: Sen birilerini korkutursan, ortada ne tanık kalır ne savcı.
Çakır: Kimi korkutucam?
Polat: Tependekileri.
Çakır: Nasıl?
Polat: Tanık-koruma programına girelim diyeceksin.
Çakır: Bana ötmü diyorsun?
Polat: Öt demiyorum, tehdit et diyorum.
Çakır: Polat, Can Polat, ben konuşmam.
Polat: Bunu bildikleri için çok rahatlar. Şimdi senin adına senden birşey istiyorum.
Çakır: Dilimi.
Polat: Evet. Senin dilinle konuşup herkesi tehdit edeceğim. Beni kayınpederinle görüştür, başbaşa.
Seyfo: Ne edecen yiyeğini mi, kesecen mi?
Elif: Yok ben avukatım. Kasap değilim sizin gibi!!
Seyfo: Öğlen vakti top patladı..
Laz Ziya: Şimdi sen bana damadımın karıları gibi konuşucam, davulla zurnayla duyurucam mı söylüyorsun?
Polat: Ben diyorum ki: Taşın altında birtek Çakır:'ın boynu kalmasın. Büyükleride en azından serçe parmaklarını taşın altına koysunlar.
Laz Ziya: Öyle şeyler, temniatla olmaz.
Polat: Biliyorum. Onun için tehdit ediyorum.
Laz Ziya: Deli kanlı, sen Çakır:'ın yerini mi almak istiyorsun? Içerde onu öldürtüp, dışarda kahraman mı olucaksın?
Polat: Çakır: içerde ölürse, dışarda beni kimse yaşatmaz. Çakır: öldükten sonra da yaşamaya niyetim yok zaten.
Laz Ziya: Çakır:'a git deki, çocuk olması. Çocukların aklına uyup karşıma gelmesin. Ulaşamiyacağı adamları da konuşmakla tehdit etmesin.
Polat: Ortada bi bomba var. Bu bomba elinde sonunda patlicak. Biz istiyoruz ki bomba patlamasın. Siz diyorsunuz ki pimi çekin, bombayıda yutun ve patlayın. Biz ölmeyi çoktan göze aldıkta, yanımızda kimleri götürüceğiz, ona karar vermeye çalışıyoruz. Bu bomba patlarsa en büyük parça size girer. Sizden çıkanı nereye gireceğini siz tahmin edin. Çakır:'ın çocuklarını evde muhafaza babalık olmaz. Kızlarınız, torunlarınız himayeniz altında. Çakır: sa idam sehpasında. Oğlunuzu da himayeniz altına alın. Çünkü onu sehpaya siz daha çok güçlenmeyesiniz diye çıkardılar.
Hüsrev Ağa: Bulursan başım göğsünün üstünde, bulamazsan gözüm üstünde Şehmuz.
Abuzer: Aha da şimdi oğlum olduğuna inadım.
Erdal: güzel olmuş mu baba? Abuzer: Eğer güzel olmasa senin üstünde denerdim. Mal lokum gibi olmuş itoğluit. Telef etmiyem.
Erdal: Sağol baba. Satış iini nasıl yapıcam. Abuzer: Kötü mal sokakta satılır. Iyi mal sarayda satılır. Sen hep böyle mal yap ben seni sokacak sarayıda bulurum, yaşatacak parayıda bulurum.
Erdal: Daha senden öğrenecek çok şeyim var baba. Abuzer: O zırlama lan, şaptı kaymış mevzu panı şey gibi, itoğluit!! Bana bak, bunun aynısını yapmazsan kemiklerini kırarım. Işe koyul hadi, itoğluit!!!
Deve Tuncay: Sonuç Abidin, sıfır. Nerde Erdal?
Abidin: Abi Erdalı yakalamamız an meselesi.
Deve Tuncay: Aziz mübarek gün yalan atma!
Abidin: Atmam abi, orucum sakatlanır.
Deve Tuncay: Senin orucun da sakat, niyetinde sakat, kafanda sakat, çapında sakat abidin. Bu Erdal mikrobu pislik yapmak için senin anını mı bekler. Bu mikrop bi pislik yapıp benim üstüme atmak için 'aman dur Abidin'de yeitşsin' diye arkasına mı bakar.
Abidin: Abi buyurduğun gibi mikrop. Hızlı hareket ediyor. Ama buyurduğun gibi nerde bi mikrop varsa onu bulurum.
Canan: Başka bir yol mu denesek.
Deve Tuncay: Ya, oruçlu oruçlu kafamda çalışmıyor ki avukat hanım.
Canan: Babası eroin işiyle uğraşıyor. Yok mu sizin tanıdığınız, bildiğiniz, ulaşabileceğiniz yerler.
Deve Tuncay: Bunu duymamış olayım avukat hanım.
Canan: Uyuşturucu satın alalım demiyorum ki Tuncay bey.
Abidin: Bizim beyazla tek bağlantımız temizliktir avukat hanım.
Deve Tuncay: Büyük lafların Çapsız adamı. Ara şu kahveci arkadaşını. Gözümün önünde konuş. O Erdal bulunacak.
Abidin: Bulamama lüksümüz yoktur abi.
.........
Abidin: Alo Çapsız la mı görüşiyum? Konuşturma beni. Sana sipariş ettuğum iş akşam üzerine kadar bitmezse kelleni paça yapar yerim.
Deve Tuncay: ehhh, pis Çapsız!!!
Iplikçi: Hangi dağda kurt ölse, zararı benim paraciklarima dokundu.
Iplikçi: Vallah usandım. Hakketen alıcam villa, gidip Erbil'de yaşicam.
Eşter: Barzani zaten akraba, git de paranı ona ver.
Şahin Ağa: Çok mütevazi olma, kibirden bilirler...
Çakır: Garip bir memleket burası Şahin Ağa. Susanda korkarlar, konuşanı bağırlarına basarlar.
Polat: Devlet bu adamların estetik operasyonlarını kime yaptıracaktır.
Aslan Akbey: Adam konuştuktan sonra gidip ameliyatına mı gireceksin?
Polat: Savcıyı sen mi kaldırıyorsun, ben mi kaldırıyorum?
Aslan Akbey: Ikimizde kaldırırızda. Bu memleket savcını kaldırılmasını kaldırmaz.
Seyfo: Yav kızım derdin neyse bize niye söylemiyorsun? Ramazan günü şişiriyorsun. Ne maden suyu içe biliyorum ne bi cigara tüttüre biliyorum.
Elif: Örgütün başı o ya, ona söylicem sözümü.
Seyfo: Öyle sağda solda örgüttü, baştı laflar etme. Yanlış anlaşılır.
Elif: Ne olur, dilimi mi kesersiniz?
Seyfo: Kızım hiçte fena olmaz ya. Bu sefer parmaklarınla konuşursun. Ne dediğini de anlamayız. Iyice şişeriz.
Polat: Boyun kadar dilin var.
Seyfo: Son dediğinin eltına imzamı atarım yeğenim.
Şahin Ağa: büyük yerler büyük hesap yaparlar.
Çakır: Ama kulun bi hesabı varsa, ALLAH'ın da bi hesabı var Şahin Ağa. Kuldan da büyük ALLAH var.
Deve Tuncay: Abidin, gözünü seveyim bu sefer bi çapsızlık yapma. Hadi dualarım sizinle.
Hüsrev Ağa: Ne olucak. Bu Amerika batıcak mı yani.
Laz Ziya: Geminin kaptanı ben değilim. Tabiki batıcak. Nasılsa bu orta-doğu topraklarından bişeyler çıktıça, petrol, yarın başka birşey. Nasılsa kan durmayacak. Kan durmadıkça barut kokusu yayılacak. Bu kokunun bastırılması için de uyuşturucu satılacak.
Baron: Ziya bey, Hüsrev Ağa ve sen kurtuldunuz. Biz nolucağız, batıcakmıyız?
Laz Ziya: Siz bizi batırmazsanız, biz sizi batırmayız.
Erdal: Birini mi bekliyorsun baba.?
Abuzer: Seni bekledim demi geldin itoğlu.... Ya kaderdir ya kısmet.
Baron: Hüsrev Ağa az konuşur, öz konuşur.
Laz Ziya: Para kazanmak eskisi kadar keyif vermiyor. Dedelik babalıktan daha keyifliymiş. Bizim torunların dizimde oturması bütün dünyaya silah satmaktan daha güzel.
Kılıç: Oyuncak silah işine mi gireceksin Ziya bey?
Laz Ziya: Torunlarımın mutluluğu için herşeye, herkese girerim.
Kılıç: Ziya bey, damadın aldığı nefesi bizi tehdit etmek için harcamasın.
Laz Ziya: Kılıç!! Damadım benim ciğerimden nefes alıyor. Siz hançeri benim ciğerime saplamak istiyorsunuz.
Kılıç: hatırla kimse yaşamaz, hatırla kimse yükselmez, hatırla kimsenin edepsizliği örtülmez!!
Baron: Anasız büyürsün ama ortaksız büyüyemezsin Necmi. Santraç tahtası kapandığında piyonla Şah aynı torbaya konur. Benim Şalıktan vazgeçmeye niuetim yok.
Çakır: Sık da Eren Adalet yerini bulsun. Yaptığına saysınlar, sık!!!
27. Bölümden Replikler
Çakır: Dediğin kadar varmış Şahin Ağa. Bu böbrek taşı düşürmek ne kadar zormuş yav.
Şahin Ağa: Bi taş düşürmek bi çocuk düşürmek derler.
Polis: Sabaha kadar ezdiririm seni.
Polat: Her sabahın bir akşamı var.
Eren: Abi, kulağımla duydum, yalan söylüyor.
Çakır: Ermiş duyduğun kulağa inanmaki eresin.
Eren: Peki abi. Silahı ne yapim?
Çakır: Ermiş kulağına tak küpe olsun.
Kılıç'ın adamı: Abi, yeni birisini takıyim mi peşine?
Kılıç: Çok adamın var galiba file edilecek.
Kılıç: Çapulcular da çalışır, böyle adamlarla çalışır.
Testere: Dünkü çocuk.
Kılıç: Daha iki gün önce biz de çocuktuk.
Elif: Ola ki biri seni gaza getirir, ters bir laf söyler, damarına basar. Sakın oyuna gelme.
Çakır: Ilk defa mı mahkemeye çıkıyoruz. Ne zaman böyle bişey yapmışız da?
Elif: Tanıştığımız gün. Sana iki gaz verdim. Nerdeyse hızını alamayıp, üç cinayeti orda ötecektin.
Çakır: Her ne kadar soyadımız Çakır: olsada, ismimiz Süleyman. Dün dündür bugün bugün.
Hüsrev Ağa: Geri çekileceğim.
Laz Ziya: O niye?
Hüsrev Ağa: Biz 40 yıldır doğru zamanda geri çekilerek hayatta kalmadık mı Ziya bey? Farz etsinler ki korktuk. Desinler ki yaşlı, eski gücünde değil. Kısa sa kısadan vazgeçti desinler. Ellerini bellerine çekip salına salına yürüsünler. Bizim vaktimiz o zaman gelir...
Laz Ziya: Baronları baron yapan biziz.
Servet: Insanın kafası karışıyor.
Memati: Senin kafanı koparırım karışmaz.
Deve Tuncay: Kaç dakka kaldı Abidin.
Abidin: Sayılı dakka abi. Topun atması an meselesi.
Deve Tuncay: Artık topmu kaldı Abidin. Televizyonu var, radyosu var. Ezanlı saatler bile var.
Abidin: Abi ben onlardan korkuyorum. Ezanlı saatler çalınca, sanki ben ölmüşümde sela veriliyormuş gibi geliyor.
Deve Tuncay: Ne alakası var Abidin. Tuhaf adamsın. Hiçbir şeyden korkmazsın, bi benden bir de seladan korkarsın.
Abidin: Abi mecburen. Çok günahımız var.
Deve Tuncay: Kendi adına konuş Abidin. Sinirlendirme beni.
Abidin: Özürdilerim abi. Hitap olsun diye çoğu kullandım.
Deve Tuncay: Ne oldu, senin hemşerilerinden ses çıkmadı Abidin. Bi kıl kurdunu bulamadınız.
Abidin: Abi sağlam olsun diye aranıyormuş. Nokta tespiti yapıp üstüne çörekleniceğiz.
Deve Tuncay: Ya şöyle pis konularda nimetin adını ağzına alma. Çörek, mörek. Bu Erdal benim ömrümden tam üç yıl götürdü Abidin. Ama senin çapzızlığın nerden baksan beş yılımı hebal etti.
...............
Abidin: Hurmayla açmak sevaptır abi.
Deve Tuncay: Iyice yıkadın mı bunları Abidin.
Abidin: Abi, mübarek meyvaların şerbeti bile kalmadı. Ot gibi oldu.
Deve Tuncay: Tövbe de abidin.
Abidin: Tövbe.
Abidin: Abi,dışını temizledikte, içinde kurt varsa ne yapacaksın? Nimeti tüküremezsin de.
Ömer Baba: ALLAH'ın hayatımdan çıkarttığını sen hayatıma sokamazsın. ALLAH'ın hayatıma soktuğunu da sen kovamazsın.
Deli Hikmet: Ama kendimi kovarım.
Laz Ziya: Size yapamadıklarımı torunlarıma yapıyorum. Bakma öyle Meral.
Meral: Aman baba, bize yaptıklarını onlara yapma da.
Meral: Testere'nin selamı var baba.
Laz Ziya: Nerden çıktı o?!
Meral: Iki, bir rastlaşıyorum.
Laz Ziya: Eeeh?
Meral: Ikiside tesadüf.
Laz Ziya: Testere tesadüf etmez.
Meral: Bilmiyorum ben tanımam sen tanırsın.
Laz Ziya: Ben anasını kesen adamı tanımam.
Meral: Niye kesmiş anasını?
Laz Ziya: Ne yapıcan, baş sağlığı mı dilicen?
Meral: Bir daha karşılaşırsam dilerim.
Laz Ziya: Dilede seni de kessin.
Meral: Onu da sen düşün!
26. Bölümden Replikler
Deli Hikmet: Dinle beni! Ben seni görüp hergün Ali'yi hatırlamak ve hergün Ali'yi ne kadar unuttuğumu hatırlamak istemiyorum. Ben senin aldığın her nefeste Ali'nin izlerinin silinmesini istemiyorum. Ben Ali'ye ihanet etmek istemiyorum. Elif'e kim dokunursa, tutar elini keserim. Ama senin dokunuşuna ses çıkarmıyorum, çıkaramıyorum ve bunu istemiyorum. Lütfen, defol git!!!
Abuzer Kömürcü: Yardım etsene lan it, hadi.
Erdal Kömürcü: Bu ne baba?
Abuzer Kömürcü: Babanın gözleri bunun içinde kayboldu.
Abuzer Kömürcü: Bu asithanide, tatmican, bakmayacan, koklamayacan, dokunmayacan. Tadarsan it gibi kıvranırsın. Bakarsan baban gibi kör olursun. Dokunursan yanarsın.
Şahin'in adamı: Çok konuşanın işi helada biter.
Çakır: Ulan şu dünyanın işine bak. Sana eşkıya dedik. Biz yanınıza eşkıya gibi geldik.
Çakır: Benden ne istiyorlar?
Laz Ziya: Hala anlamadın değilmi? Seni değil, beni bitirmek istiyorlar.
Çakır: Seninle kan bağım yok.
Laz Ziya: Kanını bilirse bir bağımız olur. Bak damat! Onlar seni idam sehpasına çıkardılar, boynuna iğmeği geçirdiler, ama cellad da olmak istemiyorlar. Bekliyorlar ki sehpaya tekmeyi sen koyasın. Sen ne yapıyorsun. Kopmuyuşup duruyorsun. Sen şimdi çocuklarını görmeye geldin ya, bu gece kim bilir ne cinayet işlenecekte senin üstüne ihale edilecek, haberin varmı?
Çakır: Umrumda değil! Ben yaşamak için bu işlerin içine girmedim, ölmek için!
Savcı: Delinin birisi kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramazsın.
Savcı'nın karısı: Nereye?
Savcı: Taşı çıkarmaya.
Aslan Akbey: Ama insan vatanını annesi için, babası için, sevdiği için sever. Evet şu an bunlar bende yok, ve senden insan üstü birşey istediğimin farkındayım. Bu da benim zarfım. Ama benim bu vatanı sevmem içinde sen varsın. Benim için senden değerli hiçbir şey yok.
Polat Alemdar: Bana herşeyi öğrettin. Bunun üstesinden nasıl geleceğimi de öğret.
Aslan Akbey: Malesef hayır. Bunu ben senden öğreneceğim. Senden bu dünyada bir tane daha yok.
Çakır: Hergün öleceğine bir kere öl.
Çakır: Lan bu Memati karılar gibi mesaj çekmeyi ne zaman öğrenmiş?
Seyfo: Kesin yiğeniminde kanına girdi, bunlar ceviz kırmaya gitti.
Polat Alemdar: Hani bana iftira ettin, ölmüş bacına da mı iftira ediyorsun?
Çakır: O zaman söyle, bu piç kimden, kimden?!!
Polat Alemdar: Savcıdan. Koca Çakır:, savcının kötü zarfını yedin mi?
Çakır: Ne zarfı?
Polat Alemdar: Derya hamileyse, Duran Emmi'yi de ben yada Seyfo dayı öldürdü!
Çakır: Bu nerden çıktı?
Polat Alemdar: Herkesi hassas yerinden vuruyor, hala anlamadın mı?
Çakır: Lan bi savcı böyle bi yalan söyler mi?
Polat Alemdar: Bi kendi haline bak bi benim halime. Sen olsan söylemezmiydin?
Çakır: Kusura bakma kardeş.
Polat Alemdar: Bu kusur değil, ayıp.
Çakır: Napiyim Can Polat? Kafama mı sıkıyım? Ehhh oldu bi kere da.
Polat Alemdar: Bir daha benden şüphelenirsen kafana sıkarım.
Çakır: Tamam tamam. Aslında bu zarfı yemezdim de. Ulan birbirinize yakışıyordunuz be. Demek ki içimden geçirmişim. Bana niye söylemediniz diye şey yapmışım.
Şahin Ağa: Ulan böbrek taşını Çakır: düşürüyor. Sancısını biz çekiyoruz!!
Seyfo: Ne diyor Şahin?
Memati: Gözümden öpüyormuş dayı.
Seyfo: Şimdi gözünün üstüne koyarım ha!!!
Seyfo: Ne diyor Çakır:?
Memati: Gözümden öpmüyormuş dayı.......
Polat Alemdar: Kaç dakika kaldı?
Çakır: Yedi. Ömrümü yedi ömrümü....
Çakır: Escort'la geliyorlar Polat, yolverde öne geçsinler bari.
Polat Alemdar: Kardeş, o kadar yumuruğu ben yesem, iki gün konuşamam.
Çakır: Kardeş, o kadar yumruğu ben yesem tel arabası bile kullanamam.
Ferman: O ne?
Eren: Emanet!
Ferman: Ne için?
Eren: Ihanet!
Polat Alemdar: Geciktik.
Çakır: Canımız sağolsun Can Polat. Ölmeden buraya geldik ya. Gerisi Allah kerim.
Polat Alemdar: Bak hala konuşuyor, hadi.
Çakır: Millet içerden kaçmak içi neler yapıyor. Bizim çektiğimiz rezilliğe bak.
25. Bölümden Replikler
Abidin: Avukat hanım sen hiç karılar hamamına gittin mi?
Canan: Başka şansım olmadığı için mecbur kadınlar hamamına gittim.
Abidin: Işte biz de mecbur bunların kahvesine gidiyoruz. Orası da erkeklerin karılar hamamıdır. Kim ne biliyorsa konuşu. Kahveciler herşeyi bilir.
Canan: Abidin bey, siz çok kadınlar hamamına gittiniz galiba, iyi biliyorsunuz.
Abidin: Bizim orda ya derede ya hamamda yıkanacaktık. Ben derede yüzerdim. Annem de boklu dere diye hamama götürürdü. O zaman çapım küçüktü.
Abuzer Kömürcü: Ne yapıyorsun lan it?
Erdal Kömürcü: Pistiler yıkıyorum baba.
Abuzer Kömürcü: Sen git kıçını yıka.Millet'e sabun kokulu eroin mi çektirecen, ha.
Erdal Kömürcü: Baba, baba, bilemedim özürdilerim.
Abuzer Kömürcü: Senin gibi bir dangalak benim yaptığım canım malları benzin deposunda götürmüştü, gebertecem seni. Millet'e benzin kokulu mal içirtmişti. Allah'tan, sonra Ağa Almanya'da onu yakalattırıp astırmıştı. Seni de astırmasın lan it.
Çakır: Çok mu acıktın Ferman?
Ferman: Acıkmışam.
Çakır: Acıkma, yanımda aç adam istemem.
Hüsrev Ağa: Merzifonlu, ustanı severdim. Keffaretini ödedi gitti. Allah öbür arafta yakmasın.
Şahin Ağa: Şerefsizoğlu şerefsiz. Bizim nasıl bir kardaşlığımız var bilmezmisin.
Çakır: Nerden bilecek Şahin Ağa. Yılanın kardaşı mı olur. Yılanın ömrü sürünmekle geçer. Yerden kafasını sadece zehirini akıtmak için kaldırır.
Çakır: Ama Allah hakkı için çok üstüme geliyorlar. Herkes üstüme üstüme geliyor. Bardak zaten dolu. Damlayana yazık olacak.
Memati: Ben konuşanları sevmem Serdar.
Hüsrev Ağa: Şehmuz, bir kibrit daha yanarsa, kendin yak.
Testere Necmi: Ocakları ben yakarım sen söndürürsün.
Kılıç: Hala zevk mi alıyorsun?
Testere Necmi: Öldürmenin parayla, makamla, mevkiyle alakası yok. Zevk meselesi.
Kılıç: Kimin yaptığı ortaya çıkarsa Hüsrev Ağa bu işden çok zevk alacak.
Testere Necmi: Canım adam son nefesini vermeden biraz zevk alsın. Okadar hukukumuz var.
Kılıç: Herkesi çok küçümsüyorsun.
Testere Necmi: Iki kişi hariç herkes benim gözümde küçük.
Abuzer Kömürcü: Bu iş ustadan çırağa geçer. Malın iyisini ustalar yapar. Malın iyisi dediğin şey ustanın elidir, elinin kiridir, teridir, ayarıdır. Neymiş??
Erdal Kömürcü: Ustanın ayarıdır.
Abuzer Kömürcü: Hiç bir usta yaptığından zıkkımlanmaz, tattırır.
Erdal Kömürcü: Ama ya senin gibi kör olursam.
Abuzer Kömürcü: Iyi ya, o zaman oğlun köroğlu olur. Zürriyetsiz.
Polat Alemdar: Duran emmi'yi kim öldürdü?
Aslan Akbey: Savcının dediği gibi, ya sen ya Seyfo.
Polat Alemdar: Benim de bir fikrim var, iki ihtimal var. Konsey'e girmemi istemeyecek Baron, Konsey'e girmemi isteyecek Aslan. Eğer birinci ihtimalse, zaten deşifre olduk, eğer ikinci ihtimalse....
Aslan Akbey: Abdi Ipekçi cinayetinde de iki ihtimal var. Ya Baron ya ben.
Polat Alemdar: Yok onu biliyorum.
Aslan Akbey: Senden şüphe ediyorsa, şüphe ettiği için suçlu çıkarman lazım...
Polat:Memati ben herkesten şüpheleniyorum, sende şüphelen. Bizi hayatta tutan şey bu. Sakın şüpheden vazgeçme.
Çakır: Ben gerçekleri duymak istemediğim için burdayım avukat hanım. Sana gerçek nedir söylim mi? Gerçek, yaştaşları sıcak evde çizgi film seyrederken gecenin ayazında pilavla nohut satan çocuğun, anasına bacısına sövdürmemek için adam kesmesi, dilini koparmasıdır. Ben o gün bugündür başka hiçbir gerçeği duymak istemiyorum. Benim için tek bir gerçek var onurum için namusum için yaşarım, yaşamak için öldürürüm!!
Memati: Niye öldürdün?
Polat Alemdar: Bir adama sabah rastlarsam önemsemem. Aynı adamı öğlen görsem, tesadüf diye geçerim. Ama akşam karşıma çıkarsa düşünmem öldürürüm.
Çakır: Bana olmazları anlatma müdür. Sana olmazları anlatmaya kalkarsam, bu yaştan sonra çocuğun olmaz.
Müdür: Eğer sabaha kadar dönmezseniz, firari sayılırsınız.
Çakır: Istediğim zaman dönerim. Ben o sırada firari sayılırsam sende bu dünyadan firari sayılırsın!!
Polat Alemdar: Hazır sen konuşmuyor ken söylim. Elif'i seviyorum, Ali'yi de seviyorum, Ömer babayıda seviyorum, Nazife anayıda seviyorum, Hikmet, seni çok seviyorum lan.
Deli Hikmet: Sıkar.
Deli Hikmet: Ayağa kalka bilseydim parçalardım seni.
Polat Alemdar: Sıkar.
24. Bölümden Replikler
Çakır: Yediğini içtiğini eritecen ki, varlığını da yokluğuna da ayırt edemesinler.
Deve Tuncay: Biz namuslu, okumuş, kültürlü, iyi aile terbiyesi almış, vergisini ödeyen sorumlu vatandaşlarız.
Abidin: Bir de iyi kalpli ve temiz, insan demeye hicab ederim. Kendisi bir melektir.
Deve Tuncay: Çenen kopsun Abidin, konuşacağına abine bulaşan virüs'ü yakala. O herif SARS virüs'ü gibi sokak sokak dolaşıyor, sen burda lak lak ediyorsun.
Abidin: Abi, arkadaşlarda arıyor ben de arıyorum, önce kim bulursa nasip. Ama bulamama lüksümüz yoktur.
Komser: Tuncay bey kim olabileceği hakkında bir tahmininiz var mı??
Deve Tuncay: Vallah aklımdan bir mikrop geçiyor ama...
Ömer Candan: Kendinden utandığın gibi, bizden demi utanacaksın.
Çakır: Pusat gelir eşkiya yüzümü güldürür de, selliğe dayanamam, gözlerine bakınca deryam aklıma gelir. Kendimi tutamam ağlarım, işte bunu bir ömür kaldıramam.
Polat Alemdar: Seni herhalinde gören evladın olsun, sevdiklerin olsun.
Seyfo: Servet, abdestin yoksa, tazipli suyla alırsın.
Polat Alemdar: Rahat yerde, rahat konuşur. Bu işi çözmüş adam.
Çakır: Avukat hanım, istifa dilekçemi mi almaya geldin??
Elif Eylül: Gariban pilavcı-nohutçu, mafya babası oldu. Birileri ona halen nohutçu muamelesi yapıyor, onun gariban olmadığını ve sadece kurban olduğunu savunmaya geldim.
Memati: Madem ki beni bukadar araştırdın, dosyada eksik var. Bir daha ifadem alınırken göz önünde bulundurulsun.
Savcı: Neymiş??
Memati: Görmem, duymam, konuşmam.
Çakır: Bu millet çok bozuldu, ama o kadar değil. Her şeye eyvallah, hırlıya eyvallah, hırsıza eyvallah, dolandırıcıya eyvallah, kan emiciye eyvallah ama namussuza dur!!!
Seyfo: Büyüğümüzü tanıyanın, büyüklüğüne saygı duyarız.
Polat Alemdar: Ne sevdiğim için yaşayabiliyorum ne de vatan için ölebiliyorum..
Çakır:'ın oğlu: Mafya babasına iftira atıldığını gördüm de mafya dedesine atıldığını ilk kez görüyorum.
Savcı: Bir ömür boyu bu borçla nasıl yaşarsın.
Memati: Gerekirse ölerek!!!
Polat Alemdar: Insan idealleri için zevklerinden vazgeçmeli ..
Savcı: Küçükken annen ne olmanı isterdi?
Polat: Diplomat.
Savcı: Sen ne olmak isterdin?
Polat: Mafya Babası.
Savcı: Neden?
Polat: Sen neden savcı olduysan.
Savcı: Çok merak ediyorum. Şevko çok iyi korunuyordu. Kapısının önünde bir adamı bekliyordu, koridorlarda da bir sürü adam. Onu öldürmeyi nasıl başardınız??
Polat: Yapanı bende takdir ettim.
Aslan Akbey: Teşekkür ederim.
Çakır: Devlet yalnızca idam eder.
Çakır: Burada tayin, terfi,vefat bizden sorulur.Sadece tahliyelere karışmıyoruz..
Abuzer Kömürcü: Ben itin tekiyim de lan.
Erdal Kömürcü: Ben itoğluit'in tekiyim..
23. Bölümden Replikler
Çakır:'ın adamı: Abi Hapisaneye bir azeri gelmiş.
Çakır: Hırsızlıktan mı???
Çakır:'ın adamı: Yok abi cinayetten.
Çakır: Nasıl olmuş?
Çakır:'ın adamı: Adamin biri ona sen Rock Hudson'sın demiş.
Çakır: Ermiş... Kim lan bu Rock Hudson.
Eren: Sinema oyuncusu, abi.
Çakır: Ehhhh?
Eren: Abi AIDS'den öldü.
Çakır: Ehhhh?
Eren: Abi adam eşcinseldi.
Çakır: Bak şimdi inandım Azerilerin Türk olduğuna. Helal olsun delikanlı cocukmuş. Birara getirin tanışalım.
Çakır: Anlat bakalım ermis. Ne tür filmlerde oynardı bu topoş?
Eren: Abi, genelde Cowboy filmlerinde oynardı.
Çakır: Lan bu Cowboy'ların alayı top. Ben mesela hep kızılderelilerin tarafını tutmuşumdur küçüklüğümden beri.
Hüsrev Ağa: Büyü;ğnü bilen büyüğünden büyüktür.
Mehmet Karahanlı: 100 kan akıttin, gözün doymuyor, tokalaşmayı da öğren Testere .
Polis: Emniyete gidiyoruz .
Memati: Kimliğini göreyim.
Polis: Görmüyormusun .
Memati: O yeleği 26 milyona dikiyorlar.
Memati: Ne sebeple gidiyoruz.
Polis: Terzinin ismi lazım.
Şahin Ağa: Edepsizlik sana yapılmıştır. Ama benim mekanımda benim satılmış adamım tarafından yapılmıştır. Kanı sana helaldir cezası bana. Destur var mı?
Çakır: Kardeşliğimize adaktır. Bismillah destur.
22. Bölümden Replikler
Iplikçi: Evladım. Para alicağın zaman kapisini aç kasanın. Kerhane kapisimidir, para kapisi. Insaf kalmamış beni ademde, anamı ağlattılar Acı Badem’de.
50 milyon doları tuvalet kağıdı mı sanıyor bu Tombalaci. Bak evladım. Türkten karini, çeçenden canini, azeriden malini saklicaksın.
Polat Alemdar: Şişko patronuna Polat Alemdar'ın selamını söyle. Çakır:'ın cezaevindeki hergünü için ona ceza keseceğim,
Oldürdüğü her adam için, adamını alıcağım .
Polat Alemdar: Koca Avrupayı bir hücreye sığdırmışsın.
Aslan Akbey: Çok görme, yıllardır avucumuza sığdırdık.
Şahin Ağa: Aslan yattığı yerden belli olur. Bizim yattığımız yerde mapushanedir. Medresiye Yusufiyedir. Bizden izinsiz burada rüyada gören olmaz tabirde eden....
Kılıç'ın Adamı: Kılıç abim, Şahin abimin bir isteği varmı diye soruyor .
Sahin Ağa: Kılıcı keskin olsun yeter .
Baron: Azerbaycana gitmeni istiyorum. Orası benim için çok önemli petrolü de herkes için önemli .
Tombalacı Mehmet: Efendim yarım kalmış işlerimi halledip gideceğim
Baron: Benim isteklerim senin isteklerinden önce gelir .
Polat: Tarafını belle Tuncay, Tombalacı seni taradı, yaralandın, Seyfo Dayısandın, bir bacağına da o sıktı, üçüncü bir bacağın yoksa kafana mukayyet ol.
Deve Tuncay: Tehdit mi ediyorsun???
Polat: Sadece dikkatli ol diyorum...
Kılıç: Ya Çakır: DGM'de konuşursa.
Mehmet Karahanlı: konuşmaz, ölecekse konuşmadan ölmeyi iyi eder .
Deli Hikmet : Ben sırtından vurulacak adammıyım, kahpeler!!!!
“KURTLAR VADİSİ FİLİSTİN”İN DEV KADROSU
Pana Film’in yapımcılığını üstlendiği ve Filistin’de yaşanan insanlık dramını konu alan “Kurtlar Vadisi Filistin” filminin dev kadrosu belli oldu.
Bu hafta çekimlere başlayacak olan “Kurtlar Vadisi Filistin”in oyuncu kadrosunda dev isimler yer alıyor. Necati Şaşmaz, Gürkan Uygun ve Kenan Çoban’ın yanı sıra Erdal Beşikçioğlu, Erkan Sever, Zafer Diper, Umut Karadağ ve Mustafa Yaşar’ın rol aldığı filmin kadın başrol oyunculuğunu ise Nur Aysan üstleniyor.
5 Kasım 2010’da Türkiye ve dünyada aynı anda vizyona girecek “Kurtlar Vadisi Filistin” filminin yapımcılığını Pana Film adına Raci Şaşmaz üstlenirken, senaryosu Raci Şaşmaz, Bahadır Özdener ve Cüneyt Aysan tarafından kaleme alındı. Filmin yönetmenliğini ise Zübeyr Şaşmaz üstleniyor. Kamera arkasında yine uluslar arası bir ekiple çalışacak olan Kurtlar Vadisi Filistin’in Özel Efekt (Special Effects) koordinatörlüğünü Mark Meddings ve dublör koordinatörlüğünü Dusan Hyska yapacak. Görüntü yönetmenliğini Selahattin Sancaklı’nın yaptığı filmin müzikleri de Kalan Müzik’e ait…
Mark Meddings, Hollywood’un en usta Özel Efekt uzmanlarından biri. Dünyanın en büyük yönetmenleri onunla çalışıyor. “Saving Private Ryan – Er Ryan’ı Kurtarmak” Kingdom of Heaven (Cennetin Krallığı), Alexander (Büyük İskender), Cold Mountain (Soğuk Dağ), Black Hawk Down (Kara Şahin Düştü) ve Kurtlar Vadisi Irak, özel efektlerini yaptığı bazı filmler.
Çek asıllı Dusan Hyska ve ekibi ise Saving Private Ryan (Er Ryan’ı Kurtarmak), The Mummy (Mumya), The Mummy Returns (Mumya Dönüyor) ve Kurtlar Vadisi Irak’ta dünyaca ünlü pek çok aktör yerine tehlikeli sahnelerde inanılmazı başardı.
İşte merakla beklenen Kurtlar Vadisi Filistin’in konusu:
Gazze’ye insani yardım malzemeleri götürmeye çalışan gemilere yapılan kanlı baskın üzerine Polat Alemdar ve arkadaşları Filistin’e gitmiştir. Yapılacaklar bellidir: Bu baskının askeri planlayıcısı ve yürütücüsü olan İsrailli komutan ele geçirilmelidir.
Filistinlilerle kurulan ilk temaslar sayesinde hedefine adım adım yaklaşmaya çalışan Polat Alemdar’ı bazı sürprizler beklemektedir. Hedeflerindeki kişi olan Moşe Ben Eliezer’in kural tanımaz gaddarlığı ve teknolojik imkânları işleri zorlaştırmaktadır. Polat, Moşe’ye ulaşmaya çalışırken, Filistin’de masum insanların nasıl öldürüldüklerini görür. Moşe, köyleri yıkmakta, çocukları öldürmekte ve Polat’a yardım eden herkesi hapse atmaktadır.
Bu hafta çekimlere başlayacak olan “Kurtlar Vadisi Filistin”in oyuncu kadrosunda dev isimler yer alıyor. Necati Şaşmaz, Gürkan Uygun ve Kenan Çoban’ın yanı sıra Erdal Beşikçioğlu, Erkan Sever, Zafer Diper, Umut Karadağ ve Mustafa Yaşar’ın rol aldığı filmin kadın başrol oyunculuğunu ise Nur Aysan üstleniyor.
5 Kasım 2010’da Türkiye ve dünyada aynı anda vizyona girecek “Kurtlar Vadisi Filistin” filminin yapımcılığını Pana Film adına Raci Şaşmaz üstlenirken, senaryosu Raci Şaşmaz, Bahadır Özdener ve Cüneyt Aysan tarafından kaleme alındı. Filmin yönetmenliğini ise Zübeyr Şaşmaz üstleniyor. Kamera arkasında yine uluslar arası bir ekiple çalışacak olan Kurtlar Vadisi Filistin’in Özel Efekt (Special Effects) koordinatörlüğünü Mark Meddings ve dublör koordinatörlüğünü Dusan Hyska yapacak. Görüntü yönetmenliğini Selahattin Sancaklı’nın yaptığı filmin müzikleri de Kalan Müzik’e ait…
Mark Meddings, Hollywood’un en usta Özel Efekt uzmanlarından biri. Dünyanın en büyük yönetmenleri onunla çalışıyor. “Saving Private Ryan – Er Ryan’ı Kurtarmak” Kingdom of Heaven (Cennetin Krallığı), Alexander (Büyük İskender), Cold Mountain (Soğuk Dağ), Black Hawk Down (Kara Şahin Düştü) ve Kurtlar Vadisi Irak, özel efektlerini yaptığı bazı filmler.
Çek asıllı Dusan Hyska ve ekibi ise Saving Private Ryan (Er Ryan’ı Kurtarmak), The Mummy (Mumya), The Mummy Returns (Mumya Dönüyor) ve Kurtlar Vadisi Irak’ta dünyaca ünlü pek çok aktör yerine tehlikeli sahnelerde inanılmazı başardı.
İşte merakla beklenen Kurtlar Vadisi Filistin’in konusu:
Gazze’ye insani yardım malzemeleri götürmeye çalışan gemilere yapılan kanlı baskın üzerine Polat Alemdar ve arkadaşları Filistin’e gitmiştir. Yapılacaklar bellidir: Bu baskının askeri planlayıcısı ve yürütücüsü olan İsrailli komutan ele geçirilmelidir.
Filistinlilerle kurulan ilk temaslar sayesinde hedefine adım adım yaklaşmaya çalışan Polat Alemdar’ı bazı sürprizler beklemektedir. Hedeflerindeki kişi olan Moşe Ben Eliezer’in kural tanımaz gaddarlığı ve teknolojik imkânları işleri zorlaştırmaktadır. Polat, Moşe’ye ulaşmaya çalışırken, Filistin’de masum insanların nasıl öldürüldüklerini görür. Moşe, köyleri yıkmakta, çocukları öldürmekte ve Polat’a yardım eden herkesi hapse atmaktadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)